ANASAYFA

KURTLARIN SOYU TÜKETİLDİ

Kurt (Canis lupus), köpekgiller (Canidae) familyasının en yaygın türüdür. Köpek bir alt türü olarak kurdun yakın akrabasıdır. Kurt, dünyanın çeşitli kültürlerinde mitoloji kahramanıdır. Bazen insana dost, bazen de düşmandır. “Kırmızı Şapkalı Kız” masalında kötülüğün sembolüdür. Antik Roma kültüründe ise, Roma kentinin kurucuları Romulus ve Remus'a süt veren önemli kutsal bir sembol. Tarım ve sürü hayvancılığından önce, kurt; dünyanın en yaygın yırtıcı hayvanıydı. Tüm Avrasya'da, Kuzey Afrika ve Kuzey Amerika'da yaşıyordu. Özellikle Batı Avrupa’da soyu tüketildi. Günümüzde Doğu Avrupa, Balkan yarımadası, Kanada, Sibirya, Moğolistan ve İran'daki bazı bölgelerde kurtlar yaşamaktadır. Yaşadıkları bölgeye hemen uyum sağlayabilen kurt, kuzey kutbunun buz çöllerinden, Orta Asya'nın ve Kuzey Amerika'nın kum çöllerine kadar farklı habitatlarda yaşayabilir. Çoğu kurt, bozkırlarda ve ormanlarda yaşar. Erken çağlardan beri insanların sahip çıktığı açık alanlardan ormanlara kaçması yüzünden bir orman hayvanı olarak tanınmıştır.

Dik kulaklı, uzun baş ve çeneli olan kurt, keskin gözlere sahiptir. Çoğunlukla gri ve siyah tonda kürke sahiptir. Kutup bölgesinde yaşayan kurtlar ise beyaz renkli kürke sahiptir. Erkek kurtlar dişilerden ¼ orasında daha büyüktür. Gri dişi kurt 56 kilo, erkekler ise 80 kilo kadar ağırlığa sahiptir. Omuz yükseklikleri 68- 78 santim kadardır. Göğüsleri geniştir. Bacakları uzun ve ayakları kalındır. Kuyrukları, çalı gibi tüylüdür ve uzunluğu da yaklaşık 35 santimdir. En büyük kurtlar Letonya, Beyaz Rusya, Alaska ve Kanada'da görülür. 160 santim vücut uzunluğuna (+ 52 santim kuyruk) ve ayakta dururken 80 santim boya erişirler. Bu kurtlar 80 kilo ağırlığa kadar ulaşabilir. En küçük kurtlar Ortadoğu’da ve Arap Yarımadasında bulunur, ancak 80 santim vücut uzunluğuna (+ 29 santim kuyruk) ve 20 kilo ağırlığa ulaşırlar. Köpeklerden daha büyük, uzun ve güçlü bir çene ile keskin dişi vardır. 12 kesici, 4 köpek, 16 küçük azı ve 10 azı dişi olmak üzere 42 adet dişe sahiptir. Dişlerinin uzunluğu 2,54 santim kadardır ve uca doğru giderken hafifçe kıvrılır. Kurdun çene basıncı 2,5 santimlik bir kare içine 750 kilo olarak hesaplanmıştır. Kurtlar dişlerini avlarını öldürmek ve parçalamak için kullanırlar, avlarını çiğnemezler lokmalar halinde yutarak sindirirler veya kusarak yavrularını beslerler.

Kurtların ön ayakları daha geniştir. Bu kurta kış aylarındaki kar örtüsünde daha rahat tırmanma ve koşma imkânı verir. Kurtların beş adet tırnağı vardır. Kurtlar ayaklarını üç değişik şekilde kullanırlar: tırıs, koşu ve dörtnal. Saatte 6,4 km hızla koşabilir. Seyahat ve av takip esnasında tırıs koşarlar. Bu zamanki koşma hızları, saatte 16 km kadar olabilir. Kurtlar avlarına saldırdıkları veya onları test etmek istediklerinde rüzgâr gibi koşarlar. Bu zamanki hızları saate 64 km’ye kadar çıkar. Bu hızlarını uzun kilometreler boyunca koruyabilirler. Kurtların dünyasında koku önemli bir yer taşır. 3 km uzaktan avın koku alabilirler. Kurtlar ormanda 9 km uzaktan, açık arazilerde ise 11 km uzaktaki sesleri duyabilirler. Araştırmalar tat alma duyusunun az olduğunu bunun yerine avın kokusunun önemli rol oynadığını göstermiştir. Yabani yaşamda kurtlar 13 yıl boyunca yaşarlar. Parklarda yaşayanlar kurtların ömrü uzun olur. Bunlar 17 yıl boyunca yaşarlar. Ara sıra yalnız gezen kurtlara rastlanırsa da kurtlar, aile içinde, yani sürü içinde yaşarlar. Kurt sürüsü alfa erkek ve alfa dişinin kontrolü altındadır. Sürünün diğer üyeleri genç ve yaşlı kardeşlerdir. Aynı kana sahip olmayan kurtlarda sürüye kabul edilmektedir. Sürü genelde sekiz ila on beş kadar üyeden oluşur. Sürüde hiyerarşi vardır.

Kurtlar tek eşli yaşam sürerler. Dişi kurt çiftleşme dönemine Ocak ile Nisan ayları arasında girer. Çiftleşme dönemi içerisinde erkek ve dişi kurt sürüyü kısa süreliğine terk eder. Dişinin, erkeği kabul ettiği dönem 5-7 gün sürer. Akraba olan iki kurdun çiftleşmesi hiç görülmemiştir. Kurtlar çiftleşmek için yabancı bir kurt bulamazlarsa ömür boyu çiftleşmezler. Dişi kurt, mağaranın içinde doğurur ve yaklaşık dört hafta boyunca yavrulara orada bakar. Gebelik süresi 58- 63 gün arasında değişir. Bir defada genellikle 4-6 (en az 1, en fazla 14) yavru dünyaya gelir. Doğdukları anda son derece savunmasızdırlar ve annelerinin bakımına ve korumasına son derece ihtiyaç duyarlar. Anne inden nadiren dışarı çıkacağı için babanın ve sürü üyelerinin getirdiği et ile beslenir. Yavrular doğdukları anda gözleri ve kulakları tamamen kapalıdır. Doğduktan 15 gün sonra gözleri açılır. İki hafta sonra da yavrular yürümeye başlar. Yaklaşık sekiz hafta içerisinde ise yavrular doğdukları inden dışarı çıkarlar ve sürü yaşamı ile dış dünyayı keşfetmeye başlarlar. Yavrular bu anda oldukça savunmasızdırlar. Onun için de güçlü yırtıcı kuş ile ayıların avı olabilirler.

Kurtlar en çok otobur memeliler ile beslenir, ama daha iyi bir şey bulamayınca kemirgenler ve kuşlar gibi küçük hayvanları da avlarlar. Gıdanın kıt olduğu zamanlarda leş bile yiyebilirler. Diğer bazı yırtıcı etoburlar gibi vitamin ihtiyaçlarını sadece otobur hayvanların mide içeriği ile gidermezler, kendileri de ara sıra böğürtlen ve diğer yabani meyveleri yerler. Yavrular anneleri tarafından süt ile beslenir. İnden çıkan yavrular, birkaç hafta içerisinde et yemeye alışırlar. Ailenin bütün fertleri yavruların beslenmesi ve korunmasından sorumludur. Anne-baba ve diğer sürü üyeleri yedikleri etleri kusarak yavruları beslerler. Bir önce doğan ve şimdi yaklaşık bir yaşında olan yavrular da, yeni kardeşlerinin beslenmesi ve korunmasına destek olurlar. Bu dönemde, bu genç kurtlar "prolaktin" adlı bir hormon salgılarlar. Bu hormonun etkisiyle anne-baba davranışları içine girerler.

Konunun uzmanlarına göre, Türkiye’de yaklaşık olarak 7 bin kadar kurt yaşıyor. Onların çoğunlukla da İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde yaşadıkları söyleniyor. Yıl boyunca yasaksız olarak avlandıkları için sayıları her geçen gün azalıyor. Yüzyıllar boyunca, Avrupa’da yapılan katliamlar sonucunda, Avrupa’da bir-kaç kurt yaşıyor diye söyleniyor. Almanya’da yalnızca 5 kurt kaldığı duyuruluyor. Türkiye kurt zengini, ancak bu hayvanları, kanunla ve doğal yaşam alanları ile korunmak gerekiyor.



                                                                                                                                                              LAZURİ