ANASAYFA

İKİ ÜLKESİ OLAN KÖY: SARPİ

Sarp köyü... Nam-ı diğer iki ülkesi olan köy. Sarp, Karadeniz sahilinin bitiminde, dünyada eşine benzer güzellikte fazla bulunmayan köylerden biridir. Gürcüstan ile sınır komşusu, yeşilin ve mavinin bir arada olduğu, Türkiye’nin denizle beraber sınır kapısı olan tek yeridir. Kemalpaşa’ya 5 km, Hopa’ya 19 km uzaklıktadır. 1937’den beri kapalı olan Sarp sınırı 31 Ağustos 1988 tarihinde açılmış olup Türkiye ve Gürcüstan ekonomisine büyük katkılar sağlamıştır. Sarp sınır kapısı Gürcüstan'a açılan bir kapı olmasının yanında, bütün Kafkasya'ya ve Orta Asya’ya yönelik bir sınır kapısıdır.

Doğusunda Gürcüstan, batısında Kemalpaşa, güneyinde Kazimiye, kuzeyinde Karadeniz, güney batısında ise Üçkardeş köyü ile çevrilidir. Köy halkının belli kesimi iş ve eğitim sebebiyle büyük şehirlere göç etmiştir. Bu göç genelde; kışın çalışmak maksadıyla köyden ayrılıp, yazın geri dönme şeklinde olur. Köyde nüfus yaklaşık 410 olup 85 hanedir. Sarp köyünde su hattı, telefon hattı, elektrik hattı ve ne yazık ki köyün sağlığını etkileyen 3'ü yerli 2'si yabancı telefon şebekeleri bulunmaktadır. Sekiz yıllık kesintisiz eğitimden sonra öğrenci yetersizliğinden köy okulu kullanılmamaktadır. Tekrar kullanıma girecek diye restore edilmiştir. Şu an ne yazık ki kapalı durumdadır.

Sağlık ocağı doktor ve hemşire eksikliğinden kapalı durumdadır. Köyde PTT şubesi, otopark, 2 kıraathane, biri gümrük alanında bulunmak üzere 3 market, 1 pide salonu, 2 lokanta, giyim dükkânları ve gümrük alanı içinde bulunan serbest mağazalar bulunmaktadır. Sarp köyünde eğitim düzeyi yüksek olup doçent, yardımcı doçent, doktor, mühendis, öğretmen, avukat, işletmeci, muhasebe gibi bölümlerde mezun olan bu ve benzeri bölümlerde halen okumakta olan kişiler bulunmaktadır. Köyde biri Özal döneminde yaptırılan diğeri de Osmanlı döneminde yapılan iki camii bulunmaktadır. Osmanlı döneminde yapılan camii 1920 yılında restore edilmiştir. Köydeki halkın geçiminde Kemalpaşa çay fabrikasının, Sarp gümrüğünün ve çay tarımın önemi büyüktür.

Aslında Sarp köyü denilince balıkçılık akla gelirdi. Gümrük alanının genişletilmesi projesi, balıkçılık yapılan köy sahilinin tamamen yok olmasına neden olmuştur. Barınaksızlık yüzünden balıkçılık mesleği yok olacak seviyeye gelmiştir. Tarım ürünü olarak başta çay olmak üzere kivi, mandalina, limon, portakal yetişmektedir. Köy genelinde ticari anlamda hayvancılık gelişmemiştir. Büyük ve küçükbaş hayvancılık, kümes hayvancılığı, arıcılık genellikle aile tüketimine yönelik olarak yapılmaktadır. Köyün en önemli geleneği atmacacılıktır. Atmaca zamanı başladığında adeta köyün çehresi değişir. Sarp köyü deniziyle, yemyeşil doğasıyla, mükemmel sahiliyle, ortasından geçen Gürcüstan sınırını belirleyen deresiyle ve konumuyla Kemalpaşa/Hopa’nın ve Türkiye'nin en güzel köylerinden biridir.

Kvaçaçi, Koru, Konak, Gülbahçe, Papati, Boğazi, Kolombuli, Neziştude, Papulişkona, Mtskhulişkona, Kiliçocaği, Kvaepuna, Khurmaşkona, Oçinauşopute, Khincipeteri, Megza, Eksavati, Kiemitkhana, Cgiola, Rokepuna, Tsamangana, Golaskiocaği, Bogina, Nomskibeni, Arabişkona, Nopatskheni gibi isimler Sarp köyünün yer isimlerini; Çakirişi, Battalişi, Şahinişi, Tuzcişi, Tantişi, Şişmanişi, Poyrazişi, Onbaşişi, Abdulişi, Zeyneşi, Hocapeşi, Kabaosmanişi sülaleleri de Sarp köyünün sülalelerini oluşturur.

Hudut ve çeper inekler içindir, insanlara gerekmez. İnek, sadece karnını doyurmanın derdini çekebilir, nereden bilebilir küçük dereyi aşıp karşı tarafa geçerse diplomatik sorun olacağını! Otlarken pasaporta ihtiyaç duyacağını! Kim bilebilirdi, akrabaların evlerinin üstünden karşı taraftaki akrabalarına, komşularına, kardeşlerine baktıklarında Rus askerlerinin kendilerine tüfek doğrultacağını! Kim bilebilirdi ki, küçücük önemsiz bir derenin bir köyün, bir halkın trajedisi olacağını! Kim bilebilirdi ki, soğuk savaş zamanında, Sovyet Gürcüstan’ında Sarpi’nin, Sovyetler bünyesinde ideolojik gösterge olarak bir köy oluşturulacağını, Stalin döneminde Kazakistan’a, Sibirya’ya, Özbekistan’a sürgüne gönderileceklerini! Bunlar söylemekle, konuşmakla, yazmakla bitmez. Sınırları emperyalistler oluşturdu ve dünya tarihinde her şeyden çok teşkil ettiler. Figüranları da oynattılar ve oynatıyorlar Sarpi’de yaptıkları gibi. Kardeş halkları, kardeşleri figüran yaptılar, yapıyorlar ve yine birbirlerinin düşmanları kılıyorlar. Ne kötü bir iştir ki, bu kötü olay da Sarplılara ve halklarına nasip oldu. Ne kadar sınır oluştursalar da, yanıltmalarda bulunsalar da, kardeş halkların, kardeşlerin, komşuların yüreklerine sınır ve çeper koyamazlar, kalplerini ayıramazlar. Dünyanın gerçek sahibi Allah’tır, emperyalistler değil. Allah, kardeşlerin kalplerini herkesten iyi okuyandır, bilendir, gün geldiğinde birbirlerine yakınlaştırandır. Allah, bir daha Sarplılara ve halklarına, kardeşlerine, komşularına ve yine dünyanın hiçbir halkına böyle kötü trajik bir olay vermesin. (Amin)



                                                                                                                                                              LAZURİ