ANASAYFA

BABİL YALANCI CENNET Mİ?

Fırat'ın doğu kıyısında, Bağdat'ın 50 kilometre güneyinde, meyve ve çiçekler, şelaleler, binaların katlarından taşan bahçeler, egzotik hayvanlar dolu bir yer. Bu, sahte bir cennet mi? Semiramis’in asma bahçeleri olarak da bilinen Babil'in asma bahçeleri, dünyanın yedi harikasından biri olduğu söylenir. Milattan önce 600'lü yıllarda, Kral II. Nebuchadnezzar tarafından karısı Medialı Amyitis için yaptırdığı söylenen bu bahçelerle ilgili bilinen Babil kaynaklarında bilgi yoktur. Bundan başka, bu bahçelerin Kraliçe Semiramis tarafından yaptırıldığı da söylenmektedir. Ancak bu konuda da sağlıklı bilgi yoktur. Nebuchadnezzar döneminden kalan tabletlerde dahi bahçelerden söz edilmiyor. Buna karşın kralın sarayından, Babil'den ve kentin surlarından söz ediliyor. Ancak Strabon ve Diodorus Siculus gibi tarihçilerin adını taşıyan eserlerden bazı bilgi öğrenilebilmektedir. Zannedildiği gibi efsanevi bu bahçeler asılı değilmiş. Bahçeler, sütunlarla desteklenen taraçalar üzerinde kurulmuş. Eski çağın yazarlarına göre; bu bahçeler, Fırat'tan pompalanan sularla yeşillendirilmiş. Bahçelerin güzellikleri sözle anlatılamıyormuş. Bahçeler, bir piramit şeklini oluşturuyormuş. Her taraçada dünyanın her yanından getirilmiş ağaç ve çiçekler dikiliymiş. Bu bitkiler binayı gözden saklıyormuş. Yalnızca havada asılı gibi duran bahçeler görünüyormuş.

Strabon’a göre, bahçeler birbiri üzerinde yükselen kübik direklerden oluşuyordu. Bunların içleri çukurdu. Büyük bitkilerin ve ağaçların yetişebilmesi için toprakla doldurulmuştu. Kubbeler, sütunlar ve taraçalar pişmiş tuğla ve asfalttan yapılmıştı. Yüksekteki bahçeleri sulamak için Fırat nehrinden zincir pompalarla su yukarılara çıkarılıyordu. Zincir pompa, biri yukarıda, diğeriyse su kaynağında bulunan iki büyük volana gerili, üzerinde kovalar bulunan bir sistemdi. Nehirden dolan kova yukarıya çıkıyor içindeki suyu havuza boşaltıyordu. Tekrar nehre dönüyordu kova. Bu şekilde üst seviyelere taşınan su, bahçeleri sulayarak teraslardan aşağıya doğru akıyordu. Diodorus'a göre, bahçeler yaklaşık 120 metre genişlikte, 120 metre uzunluğunda ve 25 metre yüksekliğindeydi. İstilalar zarar gören şehir, özellikle de Pers Kralı Keyhüsrev'in Babil'i fethetmesinden sonra sönmüş. Şehir M.S. 5 ve 6. yüzyıllarda kumlara gömülmüş. Bir kum dağı haline gelmiş. Bu şehrin, içindeki tapınakların ve asma bahçelerin kalıntıları 20. yüzyılda yapılan kazılarla meydana çıkarılmıştır.

Bazılarına göre, Babil’in asma bahçeleri değil, büyük Babil surları dünyanın ikinci harikasıdır. Asma bahçeleriyle aynı zamanda yapıldığı söylenen bu surların yüksekliğinin 100 metre olduğu ileri sürülmüştür. Bu taraçalarda çeşitli hayvanlar, minik çağlayanlar, çeşitli ağaç ve bitki yer alıyormuş. Burası yapay cennet olarak tasarlanmış. Yüksek surlarla çevrilmiş bu bahçenin içindeki kanallarda kayıklar bile yüzebilmekteymiş. M.Ö. 450'li yıllarda yaşadığı söylenen tarihçi Herodot da Babil’e ilişkin bilgi verir. Şehrin dış duvarlarının 80 kilometre uzunlukta, 25 metre kalınlıkta ve 97 metre yükseklikte olduğunu ve 4 atlı bir arabanın gezinmesine uygun olduğunu belirtmiş. İç duvarlar, dış duvar kadar kalın değilmiş. Duvarların içinde som altından yapılmış büyük heykeller bulunan kaleler ve tapınaklar varmış. Şehrin içinde ünlü Babil kulesi de varmış. Bu kule, Tanrı Marduk'a yapılmış. Cennete ulaşmak için göğe doğru yükseliyormuş.

Babil'in asma bahçelerini gören ve bilen yok. Ancak Babil’in asma bahçelerinin güzelliği hâlâ anlatılıyor. Kim bilir, Irak'ta bir gün yeniden kazılar yapılırsa belki daha sağlıklı bilgilere sahip olacağız.



                                                                                                                                                              LAZURİ