ANASAYFA

DUAYEN MUHSİN ERTUĞRUL

Muhsin Ertuğrul 28 Şubat 1892'de İstanbul'da doğdu. İlköğrenimini Tefeyyüz Mektebinde ve Darüledepte yaptı. Soğukçeşme ve Toptaşı rüştiyelerinde okudu. Daha sonra da Mercan İdadisinde okudu. 1909 Yazında, Erenköy'deki Burhaneddin Kumpanyasında Canon Doyle'ın Sherlock Holmes oyununda “Bob” rolü ile ilk kez sahneye çıktı. Daha sonra Reşat Rıdvan ve Burhanettin Beylerin Odeon tiyatrosunda çalıştı. Hamlette “Laerdes “rolünü oynadı.

Arkadaşı Vahram Papazyan'ın tavsiyesi ile 1911’de Paris'e gitti. Orada “Comedie Française” ve birçok Rus tiyatro topluluklarının oyunlarını izledi. 1913'te Bursa'da Millet Tiyatrosu adıyla İ. Galip Arcan, Behzad Butak ve Kemal Emin Bara ile kurduğu toplulukla çok sayıda yabancı oyunu sahneledi. Kendisi de bu oyunlarda oynadı. Aynı yıl Şehzadebaşı'nda Ertuğrul Sinemasını açtı. Burada film gösterilerinin yanı sıra “Karanlık İçinde Buse”, “Fener Bekçileri” gibi oyunlar da sahnelendi. Yine Paris'e giderek Jacques Copeau ve Andre Antoine'ın “Odeon” Tiyatrosundaki çalışmalarını izledi. 1914'de Osmanlı ülkesine dönünce, Reşat Rıdvan Bey, “Darülbedayi Osmani”nin hazırlık çalışmalarına başlamıştı. Fransa'dan gelen Antoine'ın da katıldığı juri önünde Hamletten bir bölüm oynayan Muhsin Ertuğrul, tiyatronun sanatçı kafilesine alındı. Strintberg'den “Baba”, Kistemaeckers'den de “Kasırga” adlı oyunları Türkçeye tercüme etti. Viyana'da “Otello” çalışmalarını izledi. 1917’de Halit Fahri Ozansoy’un “Baykuş” piyesini sahneleyen Ertuğrul, başrolde ihtiyar bir köylüyü oynadığında 25 yaşındaydı. “Temaşa” dergisinde sinema eleştirileri yazdı. Robert Kolejde, Halide Edip’in librettosunu yazdığı, Vedi Sabar’nın bestelediği “Kenan Çobanları” operasını hazırladı. 1918'de Berlin'e giderek sinema ile tanıştı. 1919- 1920'de kendi adına Berlin'de bir film şirketi kurdu ve “Samson” adlı filmi çekti. Diğer film şirketleri için yönetmenlik yaptı.

1921'de İstanbul'a döndü ve Darülbedayi’ye yönetmen olarak katıldı. Yönetim kurulunun ve diğer birimlerin sanatçılardan oluşması için çalıştı. Arkadaşları ile birlikte Darülbedayi’den atıldı. Bundan sonra çeşitli filmler çekmeye başladı. Kurtuluş Savaşı üzerine ilk belgesel sayılan “Zafer Yolları” adlı filmi çekti. Türk tiyatro tarihinde “Ferah dönemi” olarak bilinen çalışmalarını Ferah sinemasında sürdürürken 1925’te gittiği Sovyet ülkesinde Meyerhold, Stanislavski, Ayzenştayn gibi sanatçılarla tanıştı. “Tamilla” ve “Spartaküs” filmlerini çekti. İstanbul’a dönünce, Belediye Başkanı Muhittin Üstündağ’ın önerisiyle Darülbedayi’de sanat yönetmeni oldu.

Uzun yıllar hem sinema hem de tiyatro oyunları yönetti. 1922'de Kemal film adına, “İstanbul'da Bir Facia”, “Aşk ve Boğaziçi Esrarı” filmlerini çekti. “Leblebici Horhor”, “Kız Kulesinde Bir Facia”, “Ateşten Gömlek”, “Sözde Kızlar” filmlerini çevirdi. Repertuardaki oyunları şöyledir: “İhtilal” (L. Andreyev), “Baba” (Stringberg), “Bir Halk Düşmanı” (İpsen), Prof. Kienow (K. Branson), “Kreuteser Sonatı” (L. Tolstoy), “Humma” (C. Mere), “Otello” (Shakespare), “Sırat Köprüsü” (Birabeau - doley), “Kamelyalı Kadın” (A. Dumas Fils). Ahmet Vefik Paşa'nın Moliere uygulamaları, Azerya ve Yorga'daki Dandini ile Vedat Örfi (Bengü), Vedat Nedim (Tör), Sermet Muhtar, Mahmut Yesari, Osman Cemal, İbrahim Necmi gibi yerli yazarlarının eserlerini de sahneledi ve oynadı. 1931 yılında ilk sesli Türk filmi olan "İstanbul Sokaklarında"yı çekti. 1941 yılında, 1923’te çektiği “Ateşten Gömlek” filminde başrolde oynayan Neyyire Neyir ile birlikte “Perde ve Sinema” adlı bir dergi çıkarmaya başladı. 1947'de kurulmakta olan Devlet Tiyatrosunu yönetmek üzere Ankara Devlet Konservatuvarı Tatbikat Sahnesinin başına getirildi. 1947'de Ankara'da Küçük Tiyatro, 1948'de Büyük Tiyatro'yu, 1955'te Oda Tiyatrosunu açtı. Daha birçok tiyatro salonunun açılmasına öncülük etti.

Devlet tiyatro ve operası kanunu çıkınca, bu kurumun başına genel müdür oldu. 1949 Temmuz’unda Devlet Tiyatrsosu ve Operası Genel Müdürlüğüne atandı ve Büyük Tiyatro’yu gösterilere açtı. “Bir Komiser Geldi” oyunundaki müfettiş rolüyle oyuncu olarak son kez sahnede görüldü. 1950’de Büyük Tiyatro’da balo yapılmasına karşı çıktı. Demokrat Parti iktidarının tepkisini gördü. Görevinden istifa etti. Bir bankanın desteği ile İstanbul'da Küçük Sahne'yi kurdu. 1954’de, ilk renkli Türk filmi olan “Halıcı Kız”ı çevirdi.

Çeşitli dönemlerde Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü ve İstanbul Şehir Tiyatroları Başrejisörü oldu. 1958’de görevden alınan sanatçı, bir yıl sonra İstanbul Şehir Tiyatrosu başrejisörü oldu. 1964’te Türkiye’de ilk kez Brecht’in “Sezuan’ın İyi İnsanı”nı ve Shakespeare’in 400. doğum yıldönümü nedeniyle beş sahnede beş Shakespeare oyunu sahneletti. Bu çalışmaları eleştiriler aldı. 1966’da İstanbul Belediye Meclisi’nin kararıyla başrejisörlük kadrosu kaldırıldı. Basın ve mecliste sürekli tartışılan “Muhsin Ertuğrul Olayı” tiyatroya indirilen bir darbe olarak görüldü. Muhsin Ertuğrul, yeniden çağrılmasına karşın Şehir Tiyatrosu’nda görev almadı. 23 Ekim 1971’de Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir sanatçıya verilen Devlet Kültür Armağanına layık görüldü. İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsünde “tiyatro eleştirisi” dersleri, Tiyatro Okulunda da sahne dersleri verdi. Türkiye'nin ilk özel film yapım şirketi olan Kemal Film’in yerli film yapımına yönelmesi için yardımcı oldu.

Şehir Tiyatroları genel sanat yönetmenliğine atandığında 82 yaşında olan Ertuğrul, “semt tiyatrosu”, “öğle tiyatrosu”, “gezici tiyatro” gibi çeşitli uygulamalar başlattı. İç çekişmeler sebebi ile 1976’da bu görevini bıraktı. Ölümünden bir ay önce Ege Üniversitesi Senatosu, Muhsin Ertuğrul’a “fahri doktor” unvanı verdi. Muhsin Ertuğrul 29 Nisan 1979 tarihinde İzmir’de kalp krizi sonucu vefat etti. Ölümünden sonra İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları Harbiye Sahnesine, Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu adı verildi.

Oyuncu olarak filmleri: “Samson” (1919), “İstanbul'da Istırap” (1922), “Boğaziçi Esrarı” (1922), “Ateşten Gömlek” (1923), “Kızkulesi Faciası” (1923), “Ankara Postası” (1928 ), “Şehvet Kurbanı” (1940), “Kıskanç” (1943).

Rejisör olarak filmleri: “Samson” (1919), “İstanbul'da Bir Facia-i Aşk” (1922), “İstanbul'da Istırap” (1922), “Boğaziçi Esrarı” (1922), “Leblebici Horhor” (1923), “Kızkulesi Faciası” (1923) “Ateşten Gömlek” (1923), “Sözde Kızlar” (1924), “Tamilla” (1925), “Bir Sigara Yüzünden” (1928), “Ankara Postası” (1928), “Kaçakçılar” (1929), “İstanbul Sokaklarında” (1931), “Bir Millet Uyanıyor” (1932), “Karım Beni Aldatırsa” (1933), “Naşit Dolandırıcı” (1933), “Söz Bir Allah Bir” (1933), “Leblebici Horhor Ağa” (1933), “Cici Berber” (1933), “Fena Yol” (O Kakos Dhromos) (1933), “Milyon Avcıları” (1934), “Aysel Bataklı Damın Kızı” (1934), “Aynaroz Kadısı” (1938), “Tosun Paşa” (1939), “Bir Kavuk Devrildi” (1939), “Allahın Cenneti” (1939), “Şehvet Kurbanı” (1940), “Akasya Palas” (1940), “Kahveci Güzeli” (1941), “Kıskanç” (1942), “Nasreddin Hoca Düğünde” (1943), “Yayla Kartalı” (1945), “Kızılırmak-Karakoyun” (1946) “Evli Mi Bekar Mı” (1951), “Halıcı Kız” (1953).

Film senaryoları: “Boğaziçi Esrarı/ Nur Baba” (1922), “İstanbul'da Bir Facia-i Aşk” (1922), “Kızkulesi Faciası” (1923), “Ateşten Gömlek” (1923), “Leblebici Horhor” (1923), “Sözde Kızlar” (1924), “Ankara Postası” (1928), “Kaçakçılar“ (1929), “İstanbul Sokaklarında” (1931), “Bir Millet Uyanıyor” (1932), “Leblebici Horhor Ağa” (1933), “Aysel Bataklı Damın Kızı” (1934), “Bir Kavuk Devrildi” (1939), “Evli Mi Bekar Mı” (1951).



                                                                                                                                                              LAZURİ