ANASAYFA

MAZLUM DİL KÜRTÇE

Kürtçe, (Kurdî) Hint-Avrupa dil ailesinin Hint-İranî kolunun kuzeybatı İranî grubuna girer. Türkiye'nin doğu ve güneydoğusu, Suriye'nin kuzeyi, Irak'ın kuzeyi ve doğusu ve İran'ın batısında konuşulmaktadır. Orta Doğu'nun Arapça, Türkçe ve Farsçadan sonra en çok konuşulan dördüncü dilidir. Kürtçenin; Ermenistan, Gürcistan, Türkmenistan, Lübnan, Afganistan, Rusya gibi ülkelerde de az sayıda konuşanı bulunmaktadır.

Kürtçe, hem dilbilgisi hem de bazı temel sözcükler açısından gerek Avestî ve Sankrit gibi eski diller, gerek Fransızca, İngilizce, Rusça ve Almanca gibi çağdaş Avrupa dilleri ile önemli benzerlikler arz eder. Aynı kökten gelen Kürtçe ile Farsça arasındaki benzerlik ve farklılıklar ise Latinceden türeyen Fransızca, İtalyanca ve İspanyolca arasındaki ayrılıklarla karşılaştırılabilir. Bir kısım sözcükler aynı eski İranca kökenden gelip, zamanla değişik bir evrim sonucu bugün iki dilde tamamen farklı telaffuz edilmektedir. Her iki dilin ayrıca tamamen kendilerine özgü zengin kelime hazineleri, morfoloji, fonoloji ve gramer kuralları vardır. Örneğin Kürtçede önemli bir rol oynayan adların, Fransızcada olduğu gibi eril ve dişil ayırımı Farsçada yoktur.

Mevcut yazılı kanıtlara göre, Kürtçe yazımı için Arami ve Yunan alfabeleri, Masi Sorati alfabesi, Yezidi Kürt alfabesi, Arap harflerinden oluşan Kürtçe alfabe ve Latin harflerinden oluşan Kürtçe alfabe kullanılmıştır. Günümüzde kullanılan Latin esaslı Kürt alfabesi 31 harften (8 ünlü, 23 ünsüz) oluşur. Kürt edebiyatı, halk edebiyatı ve yazılı edebiyat olarak ikiye ayrılır. Halk edebiyatı, yaklaşık bin yıl öncesine kadar dayanan yazılı edebiyata göre çok daha eskidir. Hemadani Baba Tahir (935-1010), Kürt edebiyatının ilk yazılı örneğini, bin yıl önce İran'da Arap alfabesiyle yazmıştır. Kürtçenin edebi ürünlere sahip önemli bir lehçesi Kurmancidir. Kurmanci lehçesinin 15. yüzyılda yazılmış olan bazı edebi eserler günümüze kadar ulaşmıştır. Bu lehçeyle yazan Kürt şairleri arasında ilk akla gelenler Elîyê Herîrî (1425-1495), Feqîyê Teyran (1590-1660), Melayê Cizîrî (1570-1640) ve Ahmed-i Hani (1650-1707)'tir.



                                                                                                                                                              LAZURİ