ANASAYFA

KUL HİMMET

Kul Himmet, 16. yüzyılda yaşamış bir halk ozanıdır. Asıl adı İbrahim’dir. Ölüm ve doğum tarihleri belli değildir. Mezarı, doğduğu yer olan Tokat iline bağlı Almus ilçesinin Varzıl köyündedir. Alevi-Bektaşi mezhebinin Erdebil tekkesine bağlı Safeviye kolundan olduğu öne sürülür. Yaşadığı dönemde, Pir Sultan Abdal ve Şah Hatayî ile adı anılmıştır ve yedi ulu ozandan biridir. İnancından dolayı çileli bir hayat geçirdiği, zindanlarda yattığı söylenir. Pir Sultan Abdal’ın 1560'da asılmasından sonra uzun süre kaçak yaşayıp köyünde vefat ettiği sanılmaktadır. Sevgi, barış, dostluk temelli nefesler söylemiştir. Kul Himmet, mevzularını yalnız tarikattan değil, içtimai hayattan da almıştır. Bir kızın gelin olduğu evde dirlik edemeyip, kahrından ölmesi, yağmur yağmadığı zaman köylülerle beraber yağmur duasına çıkması ve bir kömür gözlünün derdi zaman zaman onun şiirlerinde yer almıştır.

16. yüzyılı, gizli-açık ve kaça-göçe, başından sonuna değin yaşamış büyük Alevi ozanı ve dedesi Kul Himmet hakkında, dikkate değer özel bir araştırma görülmemektedir. Diğer Alevi-Bektaşi ozanları arasında, cönklerde rastlanan bazı şiirlerinden seçmeler yapılarak ve yaşamına ilişkin tahmini bilgilerle Kul Himmet geçiştirilmiştir. Menakıb-ül Esrar Behcet-ül Ahrar adlı eserde bazı şiirleri kayıtlı olduğuna göre, 16. asırda yaşadığı kuvvetle söylenebilir. Bektaşilerin tertip ettikleri mecmualarda Hatayî ve Pir Sultan'la beraber en çok bu şairin manzumelerine tesadüf edilmektedir. Bu da gerek yaşadığı devirde ve gerekse sonraki devirlerde büyük bir şöhret temin ettiğini göstermektedir.

1608 yılında Bisati'nin kaleminden çıkan Menakıb-ül Esrar Behcet-ül Ahrar yapıtı yazıldığı tarihten önce Kul Himmet ölmüş olmalıdır. Yoksa yaşadığı ortamı ve şiirlerini tanıyan Bisati, kendisiyle mutlaka görüşür, bu konuda Kul Himmet'ten yararlanır ondan uzun uzun söz ederdi. Haliyle daha çok şiirlerine yer verirdi. Çünkü gerek Buyruk'ta anlatılan Alevi inancı, Muhammed-Ali yolunun ilkeleri, felsefesi ve nasıl sürdürülmesi gerektiğini en iyi bilen, ayrıca nefeslerinden anlaşıldığı gibi erkânlara bile katkısı bulunmuştur. Ayrıca amacı, Şah Hatayî'nin de birçok nefesinde övdüğü, yücelttiği ve ona candan bağlılığını söylediği Hacı Bektaş Veli gibi, Şeyh Safi'nin de ermiş velilerden olduğunu vurgulamak ve Erdebil'i çekim merkezi yapmaktı. Şeyh Safi'nin İmam Cafer Sadık'tan esinlendiğini ve Buyruğundaki sözleri ondan aldığını ve hatta İmam Cafer'in mührünü taşıdığını şiirlerinde ifade eden Kul Himmet bu propagandaya büyük katkıda bulunmuştur.



                                                                                                                                                              LAZURİ