ANASAYFA

MUHAMMED İKBAL

Muhammed İkbal, Pakistanlı İslam âlimi, şair, filozof ve politikacıdır. Şiirleri çağdaş Urdu ve Fars edebiyatının en önemli yapıtlarındandır. Allâme İkbal olarak da bilinir. Hindistan'daki Müslümanların bağımsızlık mücadelesine ilk defa dile getiren kişidir. 9 Kasım 1873'te Pakistan'ın Pencap eyaletine bağlı Siyalkut kentinde doğan Muhammed İkbal, mutasavvıf bir anne ve babanın oğlu olarak dünyaya geldi. İlk eğitimini Kur'an üzerine aldı. Kur'an eğitimini medresede tamamladıktan sonra, Arapça ve Farsça hocasının yönlendirmesiyle İslam edebiyatıyla ilgilenmeye başladı. Lahor'da yüksek öğrenimini tamamladıktan sonra Doğu Dilleri Fakültesine hoca olarak tayin edildi. Bu yıllarda Muhammed İkbal'in şiirleri de yayınlanmaya başlandı.

1905'de Londra'daki Cambridge Üniversitesinin felsefe ve iktisat bölümünden mezun oldu. Londra'da üç sene kadar kalan İkbal, burada Arap Dili ve Edebiyatı Fakültesinde hocalık yaparken, bilhassa Londra'da ilgi görmesine sebep olacak çeşitli İslami konularda bir dizi konferans verdi. Yine Londra'da kaldığı müddet içinde hukuk üzerine okuyan İkbal, savcılık diplomasını aldıktan sonra Almanya'ya giderek Münih Üniversitesinde felsefe dalında doktora yaptı. 1908'de Hindistan'a döndüğünde, yazı ve şiirlerine hayranlık duyanlar tarafından büyük bir coşkuyla karşılandı. Şiirlerinde Mevlâna'nın etkisi büyüktür. Muhammed İkbal ülkesinin siyasetine de katılmış ve halkını bu konularda yönlendirmişti. Onun bu konudaki düşüncesi ise, "Siyaset; çalışmak, izzet ve şerefe davet etmektir" şeklinde idi.

Müslüman Hintli mücahitler adıyla yazdığı şiirleri Hindistan'daki Müslümanların hareketlenerek İngiliz sömürüsüne başkaldırmalarında ve Pakistan'ın kuruluşunda büyük tesiri olmuştu. Bu yönüyle İkbal, Mehmet Akif Ersoy'a da benzetilmiştir. Kurtuluş Savaşı yıllarında, zor durumda Pakistan halkını, Türkiye halkının milli mücadelesine destek vermek için örgütlemiş, milli mücadelede kullanılmak üzere Pakistan halkından 1,5 milyon sterlin toplayıp Ankara hükümetine yollatmıştır. Uzun süren bir hastalıktan sonra 21 Nisan 1938'de vefat etti.



                                                                                                                                                              LAZURİ