ANASAYFA

GELENEKSEL DEVE GÜREŞLERİ

Geleneksel deve güreşlerinin geçmişine ilişkin sağlıklı bir bilgi bulunmamaktadır. Bununla birlikte, deve güreşinin ilk defa iki yüzyıl kadar önce, Hıdırbeyli köyünde yapıldığı da söylenmektedir. Tire ve çevre yerleşim birimlerinde yapılan deve güreşlerinin en azından 2. Mahmut döneminde bugüne kadar yapıldığına ilişkin bilgiler de vardır. Deve güreşinin tarihçesi bilinmemekle birlikte, kervan ve göçerlik kadar eski bir geçmişe sahip olduğunu düşünmek hiç de yanlış olmaz. Eski dönemlerde, obalar arası ve kervancılar arasındaki rekabet sebebiyle develer güreştiriyordu. Günümüzde ağırlıklı olarak Aydın, İzmir, Manisa, Muğla, Denizli’nin çeşitli yerleşim birimlerinde deve güreşleri yapılmaktadır. Bunun yanı sıra Balıkesir, Çanakkale, Burdur, Isparta, Antalya’nın çeşitli yerleşim birimlerinde de deve güreşleri yapılmaktadır. Deve güreşinin geleneksel kuralları vardır. Ancak bu kurallar yöreden yöreye değişiklikler gösterir. Deve güreşinin, kendine has bir saha ve seyirci düzenine sahip değildir. Deve güreşini genel olarak yöresel kültürel dernekler organize ediyor. Bu geleneksel kültürü bir disiplin içinde yaşatmak isteyen bazı belediyeler, organizasyonlara destek veriyor. Deve güreşinden kazanılan gelir, yine kültürel amaçlarla harcanıyor. Kültürel dernekler, deve güreşini kumar amacıyla organize etmiyor.

Deve güreşi, “Tülü” denilen erkek develer arasında yapılıyor. “Tülü”, ‘”Yoz” adı verilen tek hörgüçlü dişi deve ile “Buhur” adı verilen çift hörgüçlü erkek devenin çiftleşmesinden doğar. Bunlar güreşçidir. Bir kural olarak güreşçi develer, güreşçi develerin soyundan gelir. Güreşçi deve, özel olarak güreş için yetiştirilir. Güreş, “Tülü”nün kızmaya başladığı Aralık, Ocak, Şubat ve Mart aylarında yapılır. Güreşçi her devenin bir adı vardır. Bu adlar, bazen sahibi tarafından verilir, bazen de güreş sırasında gösterdiği performans sebebiyle seyirciler tarafından kendisine verilir. Son yıllarda televizyonun yaygınlaşmasıyla birlikte, dizi sevilen karakterlerin rol adları develere veriliyor.

“Havut”, semere verilen addır. “Peş” ise, “havut”un arkasına konulan süslü beze verilen ad. Bu beze, güreşçi devenin adı yazılır. Buraya geleneksel olarak “Maşallah” da yazılır. Güreşçi deve, güreşten bir gün önce geleneksel olarak süslenir. Çalınan davul ve zurna ile kentte bir resmi geçit düzenlenir. Kortej ile cadde ve sokaklarda gezilir. Davul ve zurnanın çaldığı zeybek havası ve develere takılan zil ve çanların çıkardığı seslerin harmonisi insanı eski günlere götürür. Devenin, sahibi tarafından süslenmesi başka bir sanatı gözler önüne serer. Deve güreşinden bir gün önce “Halı gecesi” adı verilen bir toplantı düzenlenir. Bu toplantıya, deve sahipleri ve misafirler katılır. Bu bir tanışma toplantısıdır. Dostlukların pekiştirilir. Bu toplantıda; yenilir, içilir, türküler söylenir ve zeybek oynanır. Açık artırma ile halı satılır.

Güreş meydanını halk erkenden doldurur. Genç, ihtiyar, kadın, erkek, çoluk-çocuk, aileler güreş meydanını en iyi gören yerlere yerleşmek için koşarlar. Mangallarda et pişirilir, sofralar kurulur. Sabah saat 09:00’da meydan içi ve çevresi güreş severler tarafından doldurulur. Seyyar satıcılar da; çeşit yiyecek, içecek ve hediyelik eşyaları satmak için yerlerini alırlar. Davul ve zurna durmadan çalar. Bazı seyirciler, zeybek oynar. Hoparlörden güreşecek develerin adları duyurulur. Deve sahipleri sarvanlar ile birlikte develeri güreş meydanına getiriler. Develer, güreş meydanında tur atarlar. Güreşler başlar. Deve güreşleri genel olarak saat 10:00’da başlar. Cazgır, deve güreşlerinin önemli ve renkli karakteridir. Cazgır, mikrofon aracılığıyla güreşçi develerin adlarını duyurur. Cazgır; develeri över. Kendisine özgü ve kafiyeli şiirler okuyarak güreşleri renklendirir.

Başhakem, orta hakem ve masa hakemi olmak üzere bir hakem kurulu oluşturulur. Urgancılar, güreş develerinin ağızlarını bağlamak için ağız bağlayıcılar ve ağız bağının kontrolcüsü seçilir. Deve güreşleri “Ayak”, “Orta”, “Başaltı” ve “Baş” olarak dört bölümde yapılır. Galibiyet üç şekilde kazanılır: “Kaçırtarak”, “Bağırtarak”, ”Yıkarak”. “Kaçırtarak”ta; deve, haşmetiyle rahip deveyi kaçırtır. “Bağırtarak”ta; deve zor bir oyunla rakibi deveyi bağlar, zora gelen rakip deve diğer devenin gücüne dayanamaz ve bağırır. “Yıkarak”ta; deve, rakibi olan deveyi yıkar ve üzerine çöker. Pes etme şeklinde de bir galibiyet vardır. Deve sahibi devesinin fazla ezilmesini önlemek amacıyla, devesini güreşten çeker. Deve sahibi, güreş sırasında, urganını ortaya atar. Bu pes etme anlamına gelir. Diğer deve galip ilan edilir. Birbirini yenemeyen develer berabere kalırlar.

Develer, güreşler sırasında bazı oyunlar yaparlar. Bu oyunlardan bazılarının adları şöyledir: “Bağ”, “Çengel”, “Çatal”, “Makas”, “Kol atması”, “Muşat çengel”, “Tam bağ”, “Yarım bağ”, “Düz çengel”, “Tekçi”,” Kol kaldırma”. Değişik oyunlar yapan develerin birbiriyle eşleştirilmesi heyecanı arttırır. Her deve, kendi sınıfındaki “Tülü “ ile güreşir. Sağdan güreşen develere “Sağcı”, soldan güreşen develere, “Solcu” denir. Rakiplerinin ayağına çelme atarak oturan develere “Çengelci”; rakiplerinin başını, göğsünün altına alıp oturan deveye “Bağcı” adı verilir. Rakibini yıkmak ve kaçırmak için yan yana gelip ittiren ve başıyla da ayaklarını yoklayan develere de “Tekçi” denir. Galip deve gururla, dört ayağını bir araya getirerek ve böbürlenerek seyirciyi selamlar. Ödül olarak halısını alır. Güreş meydanını terk eder. Mağlup deve utanır ve susar. Bir deve bir günde bir defa güreşir. Bir güreşin süresi 10 veya 15 dakikadır.



                                                                                                                                                              LAZURİ