ANASAYFA

"ÖZGÜR VE BARIŞ ÜLKESİNDE YAŞAMAK İSTİYORUZ"

Yeni bir savaş tehdidi altında olan Güney Osetya’nın gençlik örgütleri barış içinde yaşama talebini çığlık atarcasına dünyaya haykırdı. Dünya kamuoyunun dikkatine yayımlanan mesajlarında, daha çocuk yaşta savaşa, ölümlere ve işkencelere tanık olduklarını anlatan gençler, ‘özgür ve barış ülkesinde yaşama’ taleplerini şöyle dile getirdi:

"17 yıl önce 23 Kasım 1989’da Gürcüstan hükümeti Güney Osetya halkına karşı ilan edilmemiş bir savaş başlattı. Oset halkı bugün de politik, ekonomik, haber ablukası altında. Birçoğumuzun çocukluğu mermi ve patlamalarla geçti. Anne babalarımız çatışmalarda öldü, onları yollarda vurdular, diri diri toprağa gömdüler, işkence ettiler. Maalesef savaşı kulaktan duyma bilmiyoruz. Bugün Güney Osetya'ya yönelik uluslararası hukuk normları uygulanmıyor. Bugün tüm dünya bizleri önemsemediğini gösteriyor. Aralarında BM, AKPM, AGİT, Avrupa Parlamentosu, farklı devletlerin elçilikleri olmak üzere birçok uluslararası kuruma yaptığımız başvurular cevapsız kaldı.

Biz faşizm ve terörizmden zarar gören bir halkız. Bizleri yeryüzünden silmeye çalıştılar, 1920'de erkekler öldürülmeye, küçük erkek çocuklar yok edilmeye başlayınca yüz binlerce Oset evini terk etmek ve kaçmak zorunda bırakıldı. Geleceğimizi 90'lı yılların başında da yok ettiler, 'Beslan' trajedisi için halen ağlıyoruz. Bugün halen tehdit edilmeye devam ediyoruz, çocuklarımız rahat uyuyamıyor, sokakta rahatça dolaşamıyor, çünkü keskin nişancıların tüfekleri altında yaşamaya devam ediyoruz.

Onlarca yıl devam eden milli baskılar, silahlı saldırı, etnik temizlikler az sayılı halkımızın suçluların kahraman olarak ilan edildiği, Gürcü faşizminin fikir babalarının devlet başkanlığı kararı ile ebedileştirildiği bir devlette yaşamanın mümkün olmadığını gösterdi. Umuyoruz ki, sesimiz sonunda duyulacak, dünya toplumları küçük ama çok şeyler yaşamış olan halkımızın kaderine kayıtsız kalmayı bırakacak. Bizler neden halen öldürüldüğümüzü bilmek istiyoruz? Yaşamak istediğimiz için mi? Oset olduğumuz için mi? Dilimizi, kültürümüzü korumayı istediğimiz için mi? Kendi yolumuzu seçtiğimiz için mi? Özgür ve barış ülkesinde yaşamak istediğimiz için mi?"



                                                                                                                                                              LAZURİ