ANASAYFA

MUHALİF DERGİ "MARKOPAŞA"

Markopaşa, 1946’da yayınlanmaya başlayan, yüksek tirajlı muhalif bir mizah dergisiydi. Adını Marko Apostolidis adlı Rum Ortodoks bir Osmanlı hekiminden alır. Marko Paşanın hikâyesi ise şöyle: Küçük Marko ilk ve orta öğrenimini Siros adasında tamamladı. Sonra, ailesi ile birlikte İstanbul’a gitti. Askeri Tıp Okulunu bitirdi. İyi bir hekim olduğu için kısa süre içinde tanındı. Paşa rütbesi verilen ilk hekim oldu. 1861 yılında Padişah Abdülaziz’in hekimbaşı seçildi. 1871'de Askeri Tıp Okulunun Nazırı seçildi. 1878 yılında da Meclis-i Ayan üyesi oldu. Hilâl-i Ahmer Cemiyetinin kurulmasına yardımcı oldu. Marko Paşa çok sabırlı bir hekim olduğu için, hastalarını uzun uzun dinlerdi. Dertlerine çare bulurdu. Öte yandan onlara manevi huzur ve rahatlık verirdi. Bu özelliği de halk arasında yayıldı. Derdi olan kişiye “derdini Marko Paşaya anlat” diye bir laf ortaya çıktı. Marko Paşa’nın halkın dertlerini dinleyen bu özelliği, halkın dertlerini, sıkıntılarını anlatacak ve ona yol gösterecek Markopaşa adlı derginin adı oldu.

Markopaşa, 1946 yayınlanmaya başladı. İsmet İnönü’nün diktatörü olduğu CHP iktidarına karşı direnen en önemli muhalif bir mevzi idi. Politik bir mizah dergisi idi. CHP’nin ülkeyi ABD’ye yanaştıran politikalarına karşı mücadele ediyordu. Halkın fakirlik ve umutsuzluğunu ortaya koyuyor, kurtuluş yolları gösteriyordu. Bütün bunları, alışılmadık bir tarz ve dil ile yapıyordu. Toplumsal muhalefeti bilmeden örgütlüyordu. Sabahattin Ali, Aziz Nesin, Rıfat Ilgaz, Mustafa Mim Uykusuz, Cuma günleri yayınlanan Markopaşanın yazarlarındandır. Sabahattin Ali “Markopaşa”nın başyazarı, Mustafa Mim Uykusuz da karikatüristi idi. Muhalif bir kimliği olan Markopaşa, bir yandan CHP’nin Amerikancı çizgisiyle, öte yandan CHP’li bürokratlardan destek gören karaborsacı ve harp zenginleriyle mücadele ediyordu.

Muhalif bu duruşu sebebiyle, faşist CHP iktidarının mahkemeleri, Markopaşanın dürüst yazarlarına karşı birçok dava açtı. Derginin bazı sayıları toplatıldı. Bazen de dergi kapatıldı. CHP iktidarının bu faşist uygulamaları sebebiyle, Markopaşanın künyesinde şöyle bir ifade yer alıyordu: “Toplatılmadığı zamanlar çıkar”, “Yazarları hapishanede olmadığı zamanlar çıkar”. Markopaşa kapatılınca, “Merhumpaşa”, “Malumpaşa”, “Yedi-Sekiz Hasanpaşa”, “Hür Markopaşa”, “Bizim Paşa”, “Ali Baba” gibi adlarla aynı çizgide yayınlandı. CHP’nin faşist iktidarı, Markopaşayı yok etmek için sadece hukuku kullanmadı, derginin ekonomik gücünü de zayıflatmak için her türlü hileye başvurmuştur. Ancak derginin yazarları, sadece yazı yazmakla kalmadılar, dergiyi ellerinde sokaklarda da sattılar. O yıllarda gazetelerin tirajları 50.000’den azdı. Oysa “Markopaşa”nın tirajı 60- 70.000 idi.

Günümüzde, Markopaşa sadece bir mizah dergisi olarak bilinir ve öyle de tanıtılır. Oysa Markopaşa, kendi diliyle muhalif ve faşist CHP iktidarına direnen önemli bir duruştur. Markopaşanın bu duruşu, o yıllarda muhalif DP’nin iktidara gelmesini sağlayan önemli faktörlerden bir tanesi olmuştur.



                                                                                                                                                              LAZURİ