ANASAYFA

KÜRDİSTAN EYALETİ

Osmanlı Devleti yüzyıllar boyunca Kürt nüfusun yaşadığı bölgeleri “Kürdistan”, bu bölgedeki şehirleri de “Bilad-ı Ekrad” (Kürtlerin beldeleri) olarak isimlendirmiştir. Kanuni Sultan Süleyman’ın ve Sultan I. Ahmed’in fermanlarında Kürdistan ifadesini kullandıkları bilinmektedir. 1515’te merkezi Amid (Diyarbakır) olmak üzere beşinci Osmanlı Beylerbeyliği olarak Diyar-ı Bekr Eyaleti kuruldu. Daha sonra onu Van Eyaleti takip etti. Sultan Abdülmecid zamanında (1847), mevcut Diyar-ı Bekr Eyaletinin; Van, Muş, Hakkâri sancakları Cizre, Botan, Mardin kazalarıyla birleştirilerek yeni bir eyalet ihdas edilmesi ve bu yeni eyalete Kürdistan adı verilmesi kararlaştırıldı. Ancak kısa bir süre sonra, 1864 tarihli Vilayet Nizamnamesiyle Diyar-ı Bekr ve Van vilayetleri kurularak Kürdistan Eyaleti kaldırıldı. Bölgedeki Kürt Beylerinin kendi rızalarıyla 1516- 1517 senelerinde Osmanlı Devletine katılmalarından 1923 senesine kadar geçen takriben dört yüz senelik dönem içerisinde Kürdistan Eyaleti resmî olarak sadece 17 sene müddetle mevcut olmuştur.

Bu eyaletlerde üç tür idarî statü tatbik edilmekteydi. Birinci olarak, imparatorluk genelinde tatbik edilen genel statüdeki sancaklar gibi olup beyleri merkezden tayin edilir ve timar sistemi tatbik edilirdi. Diyar-ı Bekir Eyaletinin mevcut yirmi beş sancağının on ikisi bu türdendi. Bunlar; Amid (Diyarbakır), Harput, Ergani, Siverek, Nusaybin, Hasankeyf, Çemişkezek, Siirt, Mayferakin (Silvan), Akçakale, Habur ve Sincar’dır. Van Eyaletindeki mevcut yirmi beş sancağın da yirmisi (Van, Erciş, Âdilcevaz gibi) aynı statüye tabiydi.

İkinci tür sancaklar Ekrad Sancakları da denilen Yurtluk ve Ocaklık tarzındaki sancaklardı. Bunlar klâsik Osmanlı sancaklarından farklıydılar. Zira sancakların idaresi genellikle bölgeye eskiden beri hâkim olan mahallî beylere bırakılmıştı. Bu beyler vefat ettiğinde, yerlerine oğulları veya diğer yakınlarından birisi geçmekteydi. Seferde Beylerbeyinin hizmetine girmekle mükelleftiler. Diyar-ı Bekir Eyaletindeki Ekrad Beylikleri; Çermik, Pertek, Kulp, Mihrani, Atak, Tercil, Çapakçur ve Sağman sancaklarıydı. Müküs ve Bargiri ise Van’a bağlı bu tür sancaklardandı.

Üçüncü tür sancaklar, “Kürt Hükümetleri” olarak da isimlendirilmiş olup idaresi tamamen mahallî beylere verilmişti. Sınırları dâhilinde tamamen müstakil olan bu sancaklar, askerî ve siyasî olarak beylerbeyine tabiydiler. Diyarbekir Eyaletinde Hazo, Cezire, Eğil, Palu ve Genç sancakları; Van Eyaletinde ise, Bitlis, Hizan, Hakkâri ve Mahmûdi sancakları bu statüdeki sancaklardı. Kürt yerleşim bölgelerinin bu idarî yapısı 19. yüzyıla kadar esas olarak aynı statüde ve önemli bir değişikliğe uğramadan geldi.

Osmanlı döneminde Kürdistan kelimesi kullanıldıysa da Türkiye Cumhuriyeti'nde Maarif Vekâleti'nin (Eğitim Bakanlığı) yayınladığı 8 Aralık 1925 tarihli "Türk Birliğini Parçalamaya Çalışan Cereyanlar" başlıklı bildiriyle Lazistan ve diğer bütün etnik takılarla oluşturulan yerel adlar gibi "Kürdistan" da resmi kullanımdan kaldırıldı, söz konusu bölge coğrafi yön isimleriyle (Şark, Doğu, Güneydoğu) adlandırılmaya başlandı.



                                                                                                                                                              LAZURİ