ANASAYFA

SÜRMENE MEMİŞ AĞA KONAĞI

Sürmene'nin 4 km kadar doğusunda, sağda, yol üstünde geniş saçaklarıyla uçmaya hazırlanan kartala benzeyen güzel bir konakla karşılaşılır: Hacı Yakuboğlu Memiş Ağa Konağı. Osmanlı döneminde, eyaletlerin başındaki valiler, çeşitli olanaksızlıklar yüzünden denetimde güçlük çektikleri yörelerde, devlet adına vergi toplayacak, güvenliği sağlayacak yardımcılar seçerlerdi. Bu yardımcılar, o yörede sözü geçen, güçlü, varlıklı kişiler arasından atanırdı. 1700'lerin sonlarında adını duyurmuş olan Hacı Yakuboğlu sülalesine, 1800 başlarında Trabzon valisi tarafından Sürmene ve çevresi için idari görev verilmişti. Kastel'deki konağın yapımının da 1834’lerden sonra olabileceği belirtilir. Memiş Ağa konağı, dış görünüşüyle güçlü, güven verici ve bir yönetici binası olduğunu gösterir özellikler taşır. Memiş Ağa konağı taş duvarları, yerden iyice yükseltilmiş üst katı ve konumu ile hem "kale ev" hem de bir yönetim binası niteliğindedir. Bu görüş, Memiş Ağa'nın çeşitli yöneticilerle burada toplantılar yaptığını, emirlerini buradan verdiğini, hatta zemin katta bulunan zindanda da cezalandırılmış kişilerin tutulduğu yönünde anlatılanlarla doğrulanır.

Konak, Sürmene köy evlerinin yapı ve plan geleneklerine uyar. Tek farkı, oda ve mekânların iki kata paylaştırılmış olmasıdır. Konağın zemin katta üç kapısı vardır. Bunlardan ikisi doğu ve batı cephelerinde karşılıklı olarak açılmış, biri de kuzey cephesinde, denize bakan yöndedir. Karşılıklı kapılardan girildiğinde birer küçük giriş mekânından sonra zemin katın güney yarısını kaplayan aşhaneye geçilir. Güney yönünde bir kemerle geçilen, yüksek ve geniş bacalı "ocaklık" yer alır. Aşhanenin her iki yanında, küçük odalar da yerleştirilmiştir. Bunlar, hizmetçi ve görevli odaları diye tariflenir. Zemin katın kuzey tarafındaysa atlar için ahır ve bu işleve yardımcı nitelikte odalar konumlanmıştır. Buraya giriş kuzey kapıdandır.

Konağın üst katına, doğu kapısından girer girmez yükselen dik merdivenle ulaşılır. Merdivenin üst başına çok süslü bir korkuluk ve baba direği yerleştirilmiştir. Üst döşemede merdiveni kapatarak alt katla ilişkiyi kesen bir de kapak vardır. Burası, 36 m2 ölçüsünde, oldukça geniş ve aydınlık bir sofadır. Kuzeydoğu ve kuzeybatı köşelerinde özenle yapılmış ve süslenmiş iki oda yer alır. Bunlardan batıdaki "başoda"dır. Başoda önemli konukların ağırlandığı, sohbetlerin yapıldığı bir tür konuk odasıdır. Oymalı taş şömine yaşmağı, şöminenin her iki yanında oyma süslerle bezeli taş dolap ve gözler, duvarların tavana yakın bölümündeki renkli resimler ve nihayet tavanda geometrik bölümlenmeler içine yerleştirilmiş boyalı ahşap kabartma süsler, ev sahibinin gücünü ve özenini ortaya koymuştur. Tavanın tam ortasında, çevresiyle aynı süslere sahip yaklaşık 35 cm.lik yuvarlak bir bölüm, çatı dışına çıkan ve rüzgârla dönen bir mil sayesinde hareket edebilmektedir. Bu sebeple konak "döner tavanlı ev" diye de bilinir.

Başodanın güney bitişiğine, sofadan bir kapıyla girilen el yıkama yeri ve tuvalet yerleştirilmiştir. Güneydoğu köşedeki oda ise daha sade süslerle bezenmiştir. Bu odada kadınların toplandığı düşünülebilir. Sofanın güney duvarındaysa üç kapı görülür. Bunlardan ortada olan, güney yönünde uzanan bir koridora açılır. Diğer iki kapı ise sofadan geçilen ve bu koridorun her iki tarafına rastlayan odalardır. Sekileri, şömine ve dolaplarıyla hem gündüz hem de gece yaşantısına hizmet edebilirler. Ancak, ikişer küçük pencereleriyle oldukça karanlık olan bu odalar, daha çok kışın ve yatmak için kullanıldıkları izlenimi verirler.

Koridor güneye ucu, doğu-batı yönünde daha kısa bir koridorla T şeklinde kesilmiştir. Kısa koridorun doğu ve batı ucuna birer oda yerleştirilmiştir. Her iki odada da, ikisi güneye açılan üçer pencere vardır. İçeriye dolan güney ışığıyla daha aydınlık olan bu odaların, güneş etkisiyle iyi ısındığı düşünülebilir. Oymalı dolapları, şömine ve sekileriyle burası kadın ve çocukların yaşadığı harem mekânı olsa gerektir. Güney yöne bakan her iki odanın arasına, birkaç basamakla çıkılan küçük bir banyo yerleştirilmiştir.



                                                                                                                                                              LAZURİ