ANASAYFA

YENİ ÖĞRETİM YILI AÇILDI

2006-2007 öğretim yılı 18 Eylül tarihinde başladı. İlk ve ortaöğretimde okuyan yaklaşık olarak 14 milyon öğrenci ve 595 bin öğretmen ders başı yaptı. Bu yıl ilk kez okulda okumaya başlayan öğrenciler, üç ay boyunca tatil yapan eski öğrenciler ve onların öğretmenleri sevinçle yeni öğretim yılına başladılar. Her yıl olduğu gibi, bu yıl da yeni öğrenciler annelerinin ellerine tutarak ve oynayarak okullarına gittiler ve onlardan bazılarının gözleri biraz yaşlı idi. Bazı öğrenciler de annelerini sınıftan dışarı bırakmadılar ve sürekli ağladılar. Bilinen traji-komik olaylar bu yıl da yaşandı. Eski sınıfların öğrenciler yeni öğrencilerin vaziyetlerine gülüyorlardı fakat elbet kendilerinin ilk günlerini hatırlıyorlardı ve onun için de gülebiliyorlardı.

İlk günde, yeni ve eski öğrenciler, öğretmenler ve okullarda çalışan diğer emekçi personel sevinçle başladılar yeni öğretim yılına fakat, geçmiş yıllarda olduğu gibi sorunları mevcut. İl, ilçe ve köylerde yaşayan ve okula giden yeni ve eski öğrencilerin de, onların anne-babalarının da, öğretmenlerin de ve diğer personelin de çok ciddi sorunları var: Şehir okullarının sınıfları çok kalabalık olduğu için ve bazı okulların öğretmeni olmadığı için. Küçük şehirlerin bazı okullarında branş öğretmenleri olmadığı için. Bazı köylerde okul ve öğretmen olmasına rağmen öğrenci olmadığı için. Çeşmeleri çalışmadığı için, suları olmadığı için, öğretmen ya da müstahdem olmadığı için ve onun gibi sorunlar nedeniyle binlerce okulun öğrenci ve öğretmenleri çok sevinçli değil. Harçlar da diğer ciddi bir sıkıntı. İlkokul ve liselerin ders programları yeterli olmadığı gibi güncel de değil. Deprem ülkesinde yaşadığımız için bu felaket eski dayanıksız ve riskli okul binalarına daha ciddi zararlar verecek.

Tabi, öğretimin zavallı emekçileri olan öğretmenlerin ekonomik, sosyal, kültürel ve mesleki durumları çok perişan halde. Ücretleri Avrupa standartlarının çok altında olduğundan para kazanmak ve çocuklarını geçindirmek için başka işlerde de çalışıyorlar. Tabii ki bu durumda olan öğretmenler, bilgi verecek yeterli güçleri olmadığı için gerektiği gibi ders anlatamıyorlar.

Kısaca, öğretim hayatında sorun olmayan alan yok. Bütün bu dert ve sıkıntılarla gerektiği gibi öğretim yapılamaz. Türkiye’nin öğretim sisteminin ciddi ve radikal bir reforma ihtiyacı var. Böyle yapılmazsa Türkiye’nin mevcut dertleri büyür ve o zaman da kurtuluş yolunu hiç kimse gösteremez.



                                                                                                                                                              LAZURİ