ANASAYFA

KİMYASAL İLAÇLAR FAUNAYI ÖLDÜRDÜ

Karadeniz’e kıyısı bulunan Bulgaristan, Romanya, Ukrayna, Rusya, Gürcüstan ve Türkiye’den oluşan altı ülkenin biraraya gelerek imzaladıkları, "Karadeniz Stratejik Eylem Planı" anlaşması doğrultusunda hazırlanan çalışma raporunda, ayrıca aşağıda yer alan tespitlerde bulunuldu:

- "1960'lı yılların sonundan itibaren yüksek miktarda ürün alabilmek için aşırı gübre ve tarım ilacı kullanıldı. Ucuz et kaynağı sağlamak amacıyla yoğun hayvan çiftlikleri kuruldu. (Örneğin; Romanya'daki bir çiftlikte bir milyonun üzerinde domuz bulunuyordu). Karadeniz havzasının bir ucundan diğerine, tarımsal faaliyetler ile konut ve sanayi tesislerinden atılan besleyici özellikli atıklar önce nehir ve çaylara karıştılar, sonra da Karadeniz'e ulaştılar. Kuzey batı sahanlığının ot ve yosun yatakları bu kadar büyük miktarda besleyici maddeyi ememediler ve büyük miktarda fitoplankton (küçük bitkiler) büyümeye başladı. Aşağıdaki daha büyük bitkilere giden ışığı kestiler. Işıktan yoksun kalan dip çayırlar ölmeye başladı. Deniz tabanında çürüyen çok miktardaki ilave organik madde ve ortaya çıkan bakteriler, eriyik oksijeni tüketti ve böylece dipte yaşayan tüm faunanın havasız kaldığı bir ölü bölge ortaya çıktı."

- "Son 30 yılda Karadeniz'de balıkçılığın dramatik biçimde bozulduğu hususunda hiç şüphe bulunmamaktadır. Satılmak için yakalanan balıkların çeşitliliği bu dönemde yaklaşık 26 türden 6 türe inmiştir. 1990'da son anda ucundan dönülen çöküşe rağmen, yakalanan balık miktarı fiilen artış göstermiştir. Ancak bu, Türkiye'deki büyük miktarda hamsi avlama olayından dolayıdır. Gerçekte besin kaybı vardır. 1980 yılına gelindiğinde, Romanya sahili açıklarındaki sularda, dipte yaşayan hayvanların metrekare başına düşen ortalama ağırlığı, 1977'de kaydedilen ağırlığın sadece on üçte birine inmişti. Balık türleri ciddi biçimde azalmaya devam etmektedir."

- "Eskinin bozulmamış kıyı şeritlerinin çoğunun yerini, çirkin apartman inşaatları, kaotik sanayi tesisleri, yıkık dökük rıhtım ve dalgakıranlar ile monoton hatlar halinde bir araya sıkıştırılmış yazlık evler almıştır. 1950'ler ve 60'ların hızlı kalkınma projelerinin kalıntıları çürümeye yüz tutmuş ve inşaatçılar inşaat yapılmamış topraklar üzerine daha modern binalar yapmaya girişiyorlar. Karadeniz manzarası, bitki ve hayvanlar için çok önemli olan habitatlarla birlikte, yavaş yavaş ortadan kayboluyor. Manzara ve biyolojik çeşitlilik, güzellik ve ekoloji birbirleri ile yakından bağlantılıdır."

- "Tüm Karadeniz ülkelerinin kıyı bölgesini etkileyen ciddi bir sorun da erozyon ve toprağın bozulmasıdır. Plajlardaki kum ve çakıl, nehirlerden doğal olarak gelir ancak bir çok nehir üzerine kurulan barajlar kum ve çakılların plajlara ulaşmasını azaltmıştır. Öte yandan, ormanların yok edilmesi toprak erozyonuna neden olmuş ve bazı yerlerde toprağın suya akarak heba edilmesini artırmıştır. Kıyı bölgesi, bir ülkenin hudutları ile sınırlı değildir ve yönetim planlarında sınır ötesi sorunlar da dikkate alınmalıdır."

- "Çevre koruması olmadan atık boşaltma 'bedavacılıktır'. Sorun şudur: Çevreden faydalanan çoğu kişi, daha önce bedava olan bir şey için para ödemeleri gerektiği fikri karşısında şaşırmaktadır. Aslına bakarsanız, çevre hiçbir zaman gerçek anlamda bedava değildi. Çünkü, çevre bozulmasından kaynaklanan mevcut ekonomik kayıplar, geçmişteki ve şimdiki kötü uygulamaların bedelidir."



                                                                                                                                                              LAZURİ