NATO'NUN KÜRESELLEŞME MANEVRASI
NATO zirvesi Letonya'nın başkenti Riga'da yapıldı. ABD Başkanı George Bush, Gürcüstan ve Ukrayna'nın ittifaka üyelik sürecini desteklemeye devam edeceklerini söyledi. Bush, Afganistan konusunda da ittifaktan destek istedi, üye ülkelerin ek asker göndermesi gerektiğini söyledi. Bush Irak'tan çıkmayacaklarını da tekrarladı.
29 Mart 2004 tarihinde Bulgaristan, Romanya, Litvanya, Letonya, Estonya, Slovakya ve Slovenya’nın katılması ile üye sayısını 26’ya çıkaran NATO’nun Riga zirvesinde “tehdit analizleri” yapılarak terörizm, istikrarsız bazı ülkeler, bölgesel çatışmalar ve kitle imha silahlarının İttifak için en büyük tehditler haline geldiği ifade edildi. İttifakın “gelecek 10-15 yıl süresinde” izleyeceği stratejiler, değişim süreci ve hedefleri ele alınarak, NATO'nun “küreselleşme” iradesi yansıtıldı.
Zirvenin sonuç bildirgesinde NATO’ya katılıma aday olan Arnavutluk, Hırvatistan ve Makedonya'ya, üyeliklerinin 2008’de, Portekiz'de yapılacak zirvede yeşil ışık alacağı işareti verilirken; Sırbistan, Karadağ ve Bosna Hersek’e işbirliği kapılarının aralandığı, Gürcüstan ve Ukrayna'ya “sıcak mesajlar” verildiği görüldü. Ayrıca, Kafkas ülkelerinin toprak bütünlüğünün öneminin altı çizildi. Azerbaycan ve Gürcüstan’ın toprak bütünlüğü ile Dağlık Karabağ sorunuyla ilgili olarak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin kararlarına uyulması gerektiği ima edildi. Söz konusu karar, Ermenistan’ın Dağlık Karabağ’dan, Rusya’nın Gürcüstan’dan ve Moldova’dan çekilmesini öngörüyor.
NATO (North Atlantic Treaty Organization) yani Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü, 9 Nisan 1949'da Washington Antlaşması ile kolektif bir savunma örgütü olarak kuruldu. Üye ülkeler, ortak savunma için yeteneklerini geliştirmeye, herhangi bir üyenin toprak bütünlüğü, siyasi bağımsızlık ve güvenliği tehlikede olduğunda bir araya gelmeyi ve herhangi birine saldırıldığında bu saldırıyı hepsine karşı yapılmış bir saldırı olarak kabul etmeyi taahhüt etmişlerdir.
NATO'nun kuruluşuna karşı, SSCB ve Doğu Bloğu ülkeleri, kendi savunma anlaşmalarını yapmışlar ve Soğuk Savaşın yol açtığı kutuplaşma iyice belirginleşmiştir. Varşova Paktı olarak bilinen bu anlaşma, 1955'ten 1991'e kadar varlığını sürdürmüştür. Türkiye, Adnan Menderes'in Başbakanlığı sırasında, o güne kadar ABD ve SSCB arasında tutunduğu tarafsız tavırdan vazgeçerek ABD yanlısı politikalar gütmeye başlamış, bunun sonucunda da 1952 yılında NATO'ya katılmıştır.
Günümüzde NATO ve savunduğu değerler tartışılmakta, kuruluş amacı olan SSCB ve Doğu Bloğu'nun dağılması nedeni ile kendisine yeni amaçlar aranmaktadır. Artan uluslararası terör olaylarına karşı etkin rol oynaması, şu durumda olasılığı en fazla olan yeni misyondur. Doğal afetlere müdahalede harekete geçirilmesi de 2005 yılında ard arda gelen doğal afetler sonucunda gündeme gelmiştir. Bununla birlikte Bosna katliamına müdahale etmemiştir.
Özellikle Gladio birimlerinin teker teker ortaya çıkması ve ABD'nin Irak ve Afganistan işgallerinde oynadığı rol, NATO'ya ciddi eleştiriler yöneltilmesine sebep olmuştur. Ayrıca, BM kararlarının NATO'ya herhangi bir etkisinin olmadığı görüldükten sonra, pek çok grup NATO'ya karşı muhalefeti arttırmışlardır. NATO, bazı kesimler tarafından "terörist örgüt" olarak adlandırılmaya dahi başlamıştır.
|