SAFRANSIZ SAFRANBOLU
Safran, Latince adıyla “crocus sativus,” soğanlı bir bitkidir. Safran bir bitkidir, ancak altın kadar değerlidir. Daha doğru söyleyişle, çok pahalı olan bir bitkidir. Pahalı olduğu için de, sahtekârlığı çok yapılan bir bitkidir. Çok kuvvetli bir rengi vardır. Onun için, bir gram safran, kendisinden yüz bin kat ağır olan suya rengini verir ve suyu sarartır. Safran, bir zamanlar çoklukla tarımı yapılan kente de adını verdi. Şimdinin “Safranbolu” adlı kenti, adını safrandan aldı. “Safranbolu”, safranı çok olan kente deniyordu. Yüz yıl kadar önce, Safranbolu’nun kırk köyü, yalnızca safran tarımından para kazanıyordu. Eski zamanlarda; safranın, boya alanının ana malzemelerinden bir tanesi olduğu için çok önemi vardı. Ancak boya endüstrisi büyünce, sentetik boyanın fiyatı ucuz olunca, rengi için ekilen ve çok pahalı olan safranın önemi azaldı. Günümüzde, eskiden safran tarımı yapan köy ve köylülerin sayısı azaldı. Bunun için, iktidar safran eken kimselere destek olmak için projeler hazırlıyor. Safran, pahalı bitkilerden olmasına rağmen, baharat olarak bazı yemeklerle birlikte kullanılır. İlaç ve boya endüstrisi, az olsa da safranı kullanıyor.
Günümüzde, Safranbolu’nun yalnızca üç köyünde safran tarımı yapılıyor. Bu köyler; Davutobası, Yörük, Aşağıgüney. 3.310 metre karelik bir alanda bu tarım yapılmaktadır. Safran ekmek isteyen kimselere Safranbolu Kaymakamlığı destek oluyor. Onlara safran soğanı ve çeper yapmak için malzemeyi ücretsiz veriyor. Destek verilmesine rağmen, gerektiği kadar insan ilgi duymuyor. Bir gram Safranbolu safranını fiyatı 5 veya 7 lira. Sahte olan veya Keşmir safranının bir gramının fiyatı 3 lira. Büyük bir utanç, ancak sahte veya Keşmir safranı Safranbolu’da da satılıyor. Bir kente adını veren bir bitki, safran ve safrancılık ölüyor. Safran tarımı canlansın ve ülkenin insanlarına kazandırsın diye canla başla çalışmak gerekiyor. Antik dönemlerde, meşhur bir hekim olan Hipokratın reçetelerinin başında ilk olarak yazılı olan safranın çok kötü bir hali var şimdi Türkiye’de. TEMA Vakfı da, safran yaşasın diye Harran ovasında bulunan Kuruyer adlı köyün Çutluk adlı mezrasında bu işe destek verdi.
Safranla boyanan kilim veya kumaşın rengi hiç beyazlamaz. Yemeklere renk verir ve aroma olarak kullanılır. İlâç alanında da, kalp çarpıntısı, solunum zorluğu, gut ağrısı, iştahsızlık, uykusuzluk, bronşit, cinsel isteksizlik gibi hastalıkların tedavisinde kullanılır. Safran, soğanıyla büyüyen bir bitkidir. Çiçekleri toplanır. Toprakta duran soğan her yıl, çiçek açar. Gelecek yıllar için, üç yıl boyunca yeni soğanlar ekilir. Çiçeğin ekonomik değerine sahip bölümü, ortada bulunan dişi ve erkek organlarının başlarıdır. Kırmızı renkli olan dişi bitkiden alınmış baş, safrana adını veren, her şeyden pahalı bölümüdür. Bir dekarlık toprağa ekilen 200 veya 250 kilo soğan bir ay sonra 80- 90 bin çiçek verir. Bu çiçeklerden de bir kilo baş çekilir. Ekilmiş soğanlar, toprağın altında üç yıl sonra 400 ve 450 kilo olur. Safranın şimdiki hali kötüdür. Bu kötü durumun sebebi de, diğer ülkelerden soğan almaya izin vermeyen politikalardır. Böylece 1920 lı yıllarda, yıllık olarak 600 kilo olan ürün şimdi 10 kiloya kadar indi.
|