ANASAYFA

MOLDOVA'NIN YAKIN TARİHSEL PERSPEKTİFİ

Moldova’da bağımsızlığa yönelik ilk hareketler, Sovyetler Birliği’nin son dönemlerinde, Gorbaçov’un “perestroyka” politikasına paralel olarak başlamış ve bu dönemde ulusal ve kültürel bağımsızlık için uğraş veren birçok bağımsız politik grup ortaya çıkmıştır. Şubat 1990’da Moldova’da Yüksek Sovyet seçimleri yapılmış, daha sonra ülkede bağımsızlık ve reformlara yönelik çalışmalar artmış ve serbest piyasa ekonomisine geçiş yolunda çalışmalara başlanmıştır. Aynı yılın ilkbahar aylarında yapılan seçimlerde Moldova Halk Cephesi parlamentoda çoğunluğu sağlamış ve anayasada da bir dizi değişiklik yapılmıştır. Ekim 1990’da eski bir komünist lider olan Mircea Snegur’un Moldova Cumhurbaşkanı olmasından sonra ülke, 27 Ağustos 1991'de tam bağımsızlığını ilan etmiştir. Bu dönemde Romanya ile birleşme gündeme gelmişse de Snegur’un muhalefeti nedeniyle bu gerçekleşmemiş ve 1993’ten itibaren de Moldova, Romanya ile birleşme düşüncesinden uzaklaşmaya başlamıştır.

Moldova’nın demokratikleşme süreci, parlamentonun yetersiz kalması ve günümüzde de gündemdeki yerini koruyan Transdinyester sorunu nedeniyle istenen hızda gerçekleşememiştir. Moldova bağımsız bir ülke olmasına rağmen Rus silahlı kuvvetleri, Dinyester nehrinin doğusunda kalan topraklarda mevcudiyetlerini korumuş ve burada bağımsız “Transdinyester Cumhuriyeti”ni ilan etmiş olan Slav azınlığı desteklemiştir. 1996 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden galip çıkan dönemin Parlamento Sözcüsü Petru Lucinschi, özellikle ekonomi alanında önemli reformlar başlatmışsa da görevde bulunduğu süre içerisinde parlamento ile ciddi fikir ayrılıkları yaşamıştır. 2000 yılında parlamentodan geçen bir kanun ile Cumhurbaşkanı’nın halk oyu ile değil parlamento tarafından seçilmesi kabul edilmiştir. Şubat 2001’de gerçekleştirilen seçimlerden Moldova Komünist Partisi galip çıkmış ve parlamentoda çoğunluk sağlayan bu partinin milletvekilleri Vladimir Voronin’i Cumhurbaşkanı olarak seçmişlerdir. Voronin, kimi zaman partisiyle zıt düşmeyi de göze alarak Lucinschi döneminden kalan bazı uygulamaları devam ettirmiş ve özellikle de özelleştirmeye hız kazandırmıştır. 2. Voronin döneminde Moldova, Romanya’dan giderek uzaklaşmış ve “Moldovalı” kimliği ön plana çıkartılmıştır. Ülkede yaşamakta olan Romen kökenli çoğunluğa “Moldovalı” denilmiş ve bir yandan da okullarda tekrar Rusça eğitimi verilmeye başlanmıştır.

2005 yılında yapılan seçimlerde Komünist Parti, parlamentodaki çoğunluğunu korumuş ve Vladimir Voronin, Cumhurbaşkanı olarak ikinci dönemine başlamıştır. Ancak bu dönemde Moldova’nın Rusya ile olan ilişkilerinde bir soğukluk yaşandığı ve ülkenin giderek Batı’ya yöneldiği görülmektedir.

Moldova’da Dinyester nehri ile Ukrayna sınırı arasında kalan bölgeye Transdinyester adı verilmektedir. Nüfusunun yüzde 43’ü Moldovalı/Romen, yüzde 28’i Ukraynalı ve yüzde 25’i de Rus kökenli olan bu bölge, 2 Eylül 1990 tarihinde Moldova’dan bağımsızlığını ilan etmiş ve bölgeye Rus askerleri ile Ukraynalı ve Kazak gönüllü milisler konuşlandırılmıştır. Bölgede patlak veren savaş 1992 yılında ateşkes ile sonuçlanmışsa da soruna nihai bir çözüm halen getirilememiştir.

Uluslararası hukuka göre Transdinyester, halen Moldova Cumhuriyeti’nin bir parçasıdır. Ancak bölgede Moskova’nın siyasi ve askeri yardımıyla bir devlet kurulmuştur. Resmi adı “Pridnestrovskaia Moldavskaia Respublica” olan bu devletin başkenti Tiraspol’dur. 1999 yılındaki AGİT İstanbul Zirvesi sonunda yayınlanan bildiride, bu sorunun çözümünde Moldova’nın toprak bütünlüğü ve egemenliğinin garanti altına alınmasına verilen önem kayıt altına alınmıştır. Bölgede halen 1992 yılında oluşturulmuş olan ve “Ortak Kontrol Komisyonu” adını taşıyan askeri kuvvet görev yapmaktadır. Rusya Federasyonu, Moldova ve Transdinyester silahlı kuvvetlerinin oluşturduğu bu güçte 10 Ukraynalı gözlemci de görev yapmaktadır.



                                                                                                                                                              LAZURİ