MESİR MACUNU FESTİVALİ
Türkiye’nin güzel kentlerinden bir tanesi olan Manisa, “mesir macunu” ile dünyaca ünlüdür. Manisa’nın “mesir macunu” adıyla geleneksel bir festivali de vardır. Festivalin 466. sı bu yıl kutlandı. Bu yıla kadar yerel olan bu festival artık, uluslar arası bir niteliğe sahip. Geçen yıllarda olduğu gibi bu yılki festivalin sonunda da, “Sultan Cami” sinin kubbe ve minarelerinden kalabalığa “mesir macunu” atıldı. Geleneksel bu törenle bu yılki festival sona erdi. TBMM Başkanı da , “Sultan Cami” sinin kubbe ve minarelerinden atılan macunları kapmak için kalabalığın içinde idi. Başkanın çok şansı vardı ve 37 adet mesir macunu yakaladı. Başkan, ” Bugün çok bereketli bir gün” diye gülümsedi. Kendisinin kaptığı mesir macunlarından bazılarını yabancı ülkelerin temsilcilerine de ikram etti.
Halkın ağzından mesir macununun tarihine ilişkin çok çeşitli rivayetler duyuyoruz ama, bu bilgileri eski kitaplarda yazılı olmadığı için, doğru sayamıyoruz. Yavuz Sultan Selim’in hanımı ve Kanuni’nin annesi olan Hafza Sultan Manisa’ya gitmiş ve seyahatinde hastalanmış. Hastalığına şifa bulmak için, zamanının meşhur bütün hekimleri giderler fakat ellerinden bir şey gelmez. Hafza Sultan’ı bu perişan halden kurtarmak için son olarak Merkez Efendi’ye giderler.
Merkez Efendi 41 çeşit bitkiden bir karışım hazırlar. Bunu tadan Hafza Sultan, 15 yaşındaki kız gibi canlanır. Bu karışıma da mesir macunu denir. Bu mesir macununun tarihçesine ilişkin çeşitli söylenceler duyuluyor. Onlardan birinden bahsedelim:
Merkez Efendi, Hafza Sultan’ın Manisa’da yaptırdığı külliyeyi görür. Adı unutulmasın diye Hafza Sultan’ın bir Daruşşifa kurdurması fikrini verir. Merkez Efendi’nin düşüncesini Hafza Sultan çok beğenir ve hemen Daruşşifa kurulması emrini verir. Daruşşifa iki aylık kısa bir sürece kurulur.
Merkez Efendi de o zamanlar akıl hastalarına hazırlanan karışımı nekahat dönemindeki hastalara yedirdi. Bu macunun etkisi o kadar iyi ve çabuk olunca, hasta olmayan insanlara da takdim emri verildi.
|