ANASAYFA

BEYİN DAMAR HASTALIĞI FELÇ

Sinir sisteminde meydana gelen bir bozukluktan dolayı, kas gücünün kaybolmasına halk dilinde felç, tıp dilinde ise paralizi veya serebral tromboz denir. Felç; beyine kan gidişinin azalması ya da durmasıyla meydana gelir. Kanın ulaşmadığı beyin bölümündeki nöron hücreleri, spazm yaparak devre dışı kalır ve bulunduğu bölümdeki fonksiyonunu yapamaz. Felç, dünyada kalp hastalığı ve kanserden sonra gelen en önemli ölüm nedenlerinden biridir. ABD’de dakikada ortalama bir kişi felç geçiriyor; üç dakikada bir kişi de felç nedeniyle yaşamını yitiriyor. Erişkin nüfusta en önemli sakatlık nedeni olan felç, bir beyin damar hastalığıdır.

Hipertansiyon, diyabet, kalp hastalıkları, sigara içimi, yüksek kolesterol ve geçici iskemik ataklar felce neden olan risk faktörleri arasında yer alıyor. Felç vakaları içinde daha kısıtlı bir yere sahip olan beyin kanamalarının en önemli nedeni ise kontrol edilemeyen hipertansiyon. Beyin damarlarındaki baloncuklar, damar yumakları gibi kalıtsal hastalıklar da beyin kanamalarının nedenleri arasında yer alıyor. Beynin bir yerinde uzun süre sessiz kalan bu damar yumakları günün birinde aniden kanayabiliyor. Daha yaygın bir felç türü olan tıkayıcı felçler 5 kategoride değerlendirilebiliyor:

En önemli kategoriyi kalp kaynaklı tıkanmalar oluşturuyor. Kalp içinde oluşabilecek pıhtılar yerinden koparak beyin damarlarını tıkayabiliyor. İkinci önemli kategori, beyni besleyen büyük damarlarda görülen problemler. Şah damarı denilen karotis ve arka tarafta da vertebral arterler olarak adlandırılan damarlarda oluşan sorunlar da felce neden oluyor. Üçüncü kategori beynin derin bölgelerini sulayan küçük damarlarda yaşanan sorunlar. Dördüncü kategori kalıtımsal hastalıklar, romatizmal hastalıkların bir parçası şeklinde oluşan damar problemleri veya kanın pıhtılaşması ile ilgili hematolojik problemlerden oluşuyor. Bunun yanında büyük damarların aniden yırtıldığı diseksiyonlar da bu gurupta değerlendirilebiliyor. Diseksiyonlar genç yaş grubunda önemli bir felç nedenini oluşturuyor. Son grubu ise nedeni bilfelçyen felçler oluşturuyor. Bu grup, tıkayıcı felçler içinde yüzde 10- 30 kadar bir yer tutuyor.

Beyinde meydana gelen hasarın yerine ve büyüklüğüne göre felcin belirtileri de değişebiliyor. Felç beynin hangi alanını tuttuysa, problemler vücudun o bölüm tarafından yönetilen kısımlarında görülüyor. Vücudun yarısında uyuşukluk, kuvvetsizlik, konuşma, görme bozuklukları, dengesizlik, bilinç değişiklikleri bu belirtilerden bazılarını oluşturuyor. Sağ beyin yarıküresi etkilendiğinde hastalar mekanı algılamada, giyinip soyunma gibi eskiden kolaylıkla yapabildikleri günlük yaşam aktivitelerinde güçlük çekmeye başlıyorlar. Sol beyin yarıküresi etkilendiğinde konuşulan lisanı anlayamama ve/veya konuşamama tarzında dil problemleri ve bellek bozuklukları ortaya çıkıyor. Beyincik etkilendiğinde denge ve koordinasyon güçlükleri ortaya çıkar. Baş dönmesi, bulantı, kusma görülüyor.

Felç tedavisi ile ilgili en heyecan verici gelişme ilk 3 saat içinde hastaneye başvuran hastalara, hastanın klinik tablosu ve tıbbi durumu uygunsa damar açıcı tedavinin yapılabilir olması. Bu uygulama dışında, klasik olarak, felç tedavisi ‘medikal tedavi’ ve ‘rehabilitasyon’ başlıkları altında toplanıyor. Felç geçiren hastaların kaybettikleri fonksiyonlarına yeniden kavuşmaları ve kalan fonksiyonlarını en iyi şekilde kullanabilmeleri için mutlaka rehabilitasyona gereksinimleri oluyor.

Felçten korunmak için uygulanacak reçete kalp sağlığını koruyucu önlemlerle eşdeğer. Tansiyonunuzu ve kan yağlarınızı düşük tutmalısınız. Diyabet hastasıysanız şekerinizi kontrol altında tutmalısınız. Egzersiz yapmaya dikkat etmelisiniz. Bilinen başka risk faktörleri varsa, mesela kalbinizde bir ritim bozukluğu söz konusuysa tedavi ettirmelisiniz. Sigara ve alkolden de uzak durmalısınız.



                                                                                                                                                              LAZURİ