ANASAYFA

BİRİNCİ ÇEÇENİSTAN CİHADI

Birinci Çeçenistan cihadı, Çeçenlerin 1991’de bağımsızlığını ilan etmesi üzerine 1994 yılının Aralık ayında Rusya'nın Caharkale'deki devlet sarayını bombalaması üzerine başlamış ve iki yıl sürmüştür. 31 Ağustos 1996'da Hasavyurt antlaşmasıyla son bulmuştur. Gorbaçov'un Glastnost ve Prestroyka politikaları sonucu SSCB çözülme sürecine girdi ve Çeçenler 1 Kasım 1991'de Çeçen-İnguş Cumhuriyeti adı ile bağımsızlıklarını ilan etti ve ilk başkan Cahar Dudayev oldu. Rusya, bu kadroyu yönetimden uzaklaştırabilmek ve kendi çıkarlarına hizmet edecek bir kadroyu iş başına getirebilmek için önce Çeçenistan içinden Ömer Avturkhanov'un liderliğinde bir muhalefet ortaya çıkardı. Ayrıca bu muhalefeti silah ve askeri teçhizatla da destekledi. Muhalifler Kasım 1994'te hükümet birlikleriyle çatışmaya başladılar. Rusya kendi oyununu gizlemek amacıyla, Cahar Dudayev'e bağlı güçlerle muhalifler arasında meydana gelen çatışmayı Çeçenistan'ın iç meselesi olarak göstermeye çalışıyordu. Bu amaçla bir yandan muhaliflerin savaşmaları için gizlice asker ve silah gönderirken bir yandan da ultimatomlar vermekten geri kalmadı. Ancak Rus askerlerin yönetime bağlı birlikler tarafından esir edilmesi üzerine durum anlaşıldı. Rusya, Çeçenistan'daki bağımsızlık mücadelesini bastırmak için zaman zaman başkent Caharkale’ye hava saldırıları düzenledi. Moskova'daki yönetim, kendisini Çeçenistan'daki kavganın dışında gösterebilmek için bombardımanın kendi uçakları tarafından yapıldığı yolundaki açıklamaları önce reddetti ise de bu durumun ortaya çıkmasından sonra kabullenmek zorunda kaldı. Rus yanlısı muhaliflerin bağımsızlık yanlısı yönetim karşısında zayıf kalmaları üzerine Rusya devlet başkanı Boris Yeltsin, 29 Kasım 1994'te bir ültimaton vererek çarpışan taraflardan 48 saat içerisinde silahlarını bırakmalarını istedi. Ancak Çeçenistan lideri Dudayev bu ultimatoma karşı çıkarak Yeltsin'in böyle bir ultimatom vermeye yetkisinin olmadığını bildirdi. Rusya'nın böyle bir ultimaton vermedeki amacı olaylara doğrudan müdahalede bulunmak için gerekçe oluşturmaktı. Ancak Çeçenistan Moskova'dan yönetilen muhalif silahlı güçleri tasfiye mücadelesini sürdürdü. Bu gelişmeler üzerine Rusya da doğrudan müdahalede bulunmaya başladı ve 3 Aralık 1994'te Rus uçakları Caharkale'deki başkanlık sarayını bombaladı. Birinci Çeçenistan cihadı böylece başladı.

Çeçen-İnguş Cumhuriyeti’ne ait Nattereçni şehrini 4.000 Rus askeri işgal etti. Bunun ardından Rusya, Dudayev’e bağlı birliklerin bir süre önce esir ettiği askerlerin 48 saat içinde serbest bırakılması için ultimaton verdi. Dudayev yönetimi ise bu esirleri serbest bırakmak için Rusya'nın bunların kendi askerleri olduğunu kabul etmesini şart koştu. Esirler meselesi ultimatonla çözülemeyince karşılıklı görüşmeler yoluna gidildi. Ancak Rusya Savunma Bakanı Pavel Graçov'la Çeçenistan Cumhurbaşkanı Dudayev arasında 6 Aralık 1994’te gerçekleştirilen görüşmelerde sağlanan olumlu gelişmelere rağmen Rusya Caharkale'yi 7 Aralık'ta ikinci kez havadan bombaladı. 11 Aralık'ta Rus birlikleri Çeçenistan topraklarına girdi. Çeçenistan'ın Rusya'dan ayrılmasını istemeyen Rus yönetimi, Çeçenistan'ı tekrar Rusya’ya kazandırmak için Aralık 1994’te başlattığı saldırıyı karşılaştığı direnişten dolayı ancak iki sene sürdürebildi. Buradaki savaşta sürekli asker kaybetmesi nedeniyle sonuçta oradan çekilmek ve direnişi sürdürenlerle masaya oturmak zorunda kaldı. 1996'da imzalanan Hasavyurt antlaşmasıyla Çeçenistan'ın bağımsızlığı Moskova tarafından resmen tanınmış oldu. Yeltsin yönetimindeki Rusya’nın 1994–96 yılları arasında Çeçenistan’a yönelik yaptığı başarısız operasyonun ardından 31 Ağustos 1996 tarihinde Çeçenistan adına Aslan Mashadov ile Rusya adına Aleksandr Lebed arasında Çeçenistan’ın siyasi statüsünün 5 yıl içinde kararlaştırılacağına dair anlaşma imzalandı. Bu arada Rus birliklerine ait savaş uçakları Çeçenistan’dan çekilme sürecinde başkent Caharkale'yi ağır bombardımana maruz bıraktı ve bunun sonucunda Caharkale'de binlerce sivil hayatını kaybetti. Savaşta hayatlarını kaybedenlerin sayısının 200 bin civarında olduğu tahmin edilmektedir. Ayrıca savaş sırasında göçe maruz kalanların sayısı ise 500 binin üzerindedir.



                                                                                                                                                              LAZURİ