ANASAYFA

HACI BEKTAŞ VELİ

Hacı Bektaş Veli, Bektaşi tarikatının piri olarak kabul edilir. Hacı Bektaş Veli'nin doğumu, ölümü, kimler tarafından eğitildiği, Anadolu'ya hangi tarihte, niçin gittiğine ilişkin tam bilgiler bulunmuyor. Ölümünden sonra düzenlenen ve söylencelere dayalı “Velayetname”ye göre, Hacı Bektaş Veli, Hz. Ali’nin soyundan yedinci İmam Musa Kazım neslindendir. Gerçek adının Seyyid Muhammed bin İbrahim Ata olduğu, Horasan'ın Nişabûr kentinde doğduğu söylenir. Doğum tarihi 1281 ve ölüm tarihi de 1338 olarak kabul edilir. İlk eğitimini Şeyh Lokman Perende’den aldığı söylenir. 14. yüzyılın başlarında onun adıyla kurulan bir tarikat, 16. yüzyıldan başlayarak güçlenmeye başladı. Bu tarikat ile ilgili çeşitli kaynak ve bilgiler çeşitli dönemlerde yok edildiği için, Hacı Bektaş Veli ve bu tarikatın ilk ve sonraki anlayışları hakkında daha sağlıklı bilgilere sahip olamıyoruz. Bektaşi tarikatının kuruluşunda döneminde geçirdiği süreçler hakkında da bilgimiz yoktur. Bu süreçlerde Hacı Bektaş Veli’nin tam yerinin ne olduğu konusunda belgelere dayanan ayrıntılı bilgilere sahip değiliz. Balım Sultan’ın tarikata kazandırdığı işlev hâlâ tartışma konusudur. Bektaşilik; Batınilik, Hurufilik, Ahilik, Kalenderilik, Haydarilik, Melamilik gibi akımlardan da etkilenmiştir. Zamanla bunlarla da kendi içinde harmanlanmış ve şekillenmiştir.

Osmanlı Devleti yönetimi altındaki Balkanlar’da Bektaşik önemli bir yere sahip oldu. Bektaşilik, Hıristiyan kökenden gelen Yeniçerilerin daha sonraki inanç sistemlerinin temelini oluşturuyordu. Bu sebeple, Sultan 2. Mahmut, "Vaka-i Hayriye" diye adlandırılan hareketle 15 Haziran 1826'da Yeniçeri Ocakları ortadan kaldırılıca, Bektaşi dergâhları da ortadan kaldırıldı. Çoğu da camiye çevrildi. Bu dönemde Aksaray ve Etmeydanı'ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutuldu. 6.000'den fazla yeniçeri öldürüldü. Yaklaşık 20.000 kişi tutuklandı. Bektaşi dergâhları kapatıldı. Müridler kılıçtan geçirildi. Sultan 2. Mahmut, Bektaşi mezar taşlarındaki kavukları da kırdırttı. Ancak bu tarikat, Sultan Abdülaziz yönetimi sırasında kısmen yeniden canlanmaya başladı. Sultan 2. Mahmut dönemiyle birlikte Bektaşilik dışında Nakşi-Bektaşiliği de ortaya çıkmıştır. Bunlar, Bektaşiliğin ritüellerine Sünni kimi ritüeller eklemeye başladılar. Ne var ki, 25 Kasım 1925’de “tekke ve zaviyeler” kapatılınca, bu tarikat sönmeye başladı. Bu tarikat anlayışı, Anadolu, Azerbaycan, Arnavutluk, Bosna, Bulgaristan, Kosova, Makedonya, Yunanistan, Macaristan’a kadar sayısız yerde benimsenmişti. Belirtildiğine göre; hayatının büyük bir kısmını Sulucakarahöyük’te (Hacıbektaş) geçiren Hacı Bektaş Veli, ömrünü de burada tamamlamıştır. Mezarı, Nevşehir iline bağlı Hacıbektaş ilçesindedir.

Hacı Bektaş Veli’ye ait olduğu belirtilen eserler: “Fevâ’idnâme”, “Fâtiha Sûresi Tefsiri”, Şathiyye”, Hacı Bektaş Veli’nin Nasîhatları”, Besmele Şerhi”, “Makâlât”, “Hadîs-î Erba’in Şerhi”, “Makâlât-ı Gaybiyye ve Kelimât-ı Ayniyye”, “Hundanâme”, “Üssü’l-Hakika”. “Makâlât”tan Kapılar ve Makamları:

Birinci kapı - Şerîat ve on makamı: 1. İman getirmektir. 2. İlim öğrenmektir. 3. Namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, gücü yeterse hacca gitmek, gazâ etmek ve gusletmektir. 4. Helâl kazanç kazanmak ve ribâyı haram bilmektir. 5. Nikâh kıymak-evlenmektir. 6. Hayız ve lohusalıkta kadınlardan uzak durmak, cimayı haram bilmektir. 7. Ehl-i sünnet vel-cemââtten olmaktır. 8. Şefkat ve merhamet sahibi olmaktır. 9. Helâl yemek ve temiz giyinmektir. 10. Emr-i bil maruf ve nehyi anil münker (İyiliği emredip, kötü işlerden sakınmaktır).

İkinci kapı - Tarîkat ve on makamı: 1. Mürşitten el alıp tövbe etmektir. 2. Talîb ve mürîd olmaktır. 3. Saçını, sakalını ve elbiselerini temiz tutmaktır. 4. Mücâhede etmektir (Nefsine söz geçirmektir). 5. Hizmet etmektir. 6. Korkmak, sakınmak, emin olmamaktır. 7. Hak’tan ümidini kesmemektir. 8. Hırkadır, zenbildir, makasdır, seccâdedir, ibrettir, hidâyettir. 9. Sâhib-i makam, sâhib-i cemiyyet, sâhib-i nasîhat, sâhib-i muhabbet olmaktır. 10. Aşk, şevk ve fakirlik üzere olmaktır.

Üçüncü kapı - Marifet ve on makamı: 1. Edebtir. 2. Korkmaktır. 3. Perhizkârlıktır. 4. Sabır ve kanâattır. 5. Utanmaktır. 6. Cömertliktir. 7. İlimdir. 8. Miskinliktir. 9. Marifettir. 10. Kendi özünü bilmektir.

Dördüncü kapı - Hakikat ve on makamı: 1. Toprak gibi olmaktır (Alçak gönüllü, tevâzu ehli olmaktır). 2. Yetmiş iki milleti bir görmek ve kimseyi ayıplamamaktır. 3. Elinden gelen yardımı kimseden esirgememektir. 4. Dünyada yaratılmış bütün nesnelerin, kendisinden emin olmasıdır. 5. Her bir iş için mülkün sahibi Allah’a güvenip yalnız ondan yardım ve başarı dilemektir. 6. Sohbettir. Sohbette hakikatın sırlarını söylemektir. 7. Seyr-i sülûk sâhibi olmaktır. 8. Sırdır. Kendinden sadır olan kerâmetleri saklamaktır. 9. Münâcât etmektir (Allah’a yalvarmaktır). 10. Müşâhededir (Allah’a ulaşmak- Fenâfillah makamıdır).



                                                                                                                                                              LAZURİ