ANASAYFA

SARILIK BELİRTİSİ

Sarılık veya ikter kandaki bilirubin düzeyinin artması sonucu deri, göz ve mukozaların sarı renk alması durumudur. Sarılık bir belirti olup çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir, tek bir hastalığa işaret etmez. Sarılık, vücutta fazla bilirubin üretilmesi ve safra yollarındaki tıkanıklık nedeniyle oluşur. Bilirubin alyuvarlara rengini veren ve oksijen taşınmasını sağlayan hemoglobin maddesinin parçalanması sonucu oluşur. Kanda dolaşım ömrünü dolduran yaşlı alyuvarlar ölünce hücrenin içeriğindeki hemoglobin açığa çıkar. Hemoglobin de bilirubin maddesine dönüştürülerek karaciğere gelir ve çözünür hale getirilerek karaciğerden safraya atılır. Karaciğerde bir fonksiyon bozukluğu söz konusu olduğunda bilirubin safraya atılamaz ve kandaki miktarı artar. Dokularda birikmesiyle sarılık oluşur.

Sarılığın en sık rastlanan belirtileri; halsizlik, iştahsızlık, mide bulantısı, karnın sağ üst kadranında ağrı, derinin ve gözakının sararması ve idrarın koyulaşmasıdır. Kısa süren ateş olabilir. Hastaların bazıları enfeksiyonu, sararmadan halsizlik, eklem ağrıları ve hafif ateş ile gribal enfeksiyon tarzında geçirirler. Sarılığın çeşitleri şunlardır:

Hemolitik sarılık: Günlük normal bilirubin miktarı üretim olarak 300 mg kadardır. Kırmızı kan hücreleri olan alyuvarların hızla yıkılması sonucunda karaciğerde konjugasyonu aşan bir bilirubin üretimi olur. Sonuçta safraya geçen bilirubin ürobilinojen ve konjuge olmamış serbest bilirubin şeklinde kandaki bilirubin düzeyini yükseltir. Bu tür sarılığa, karaciğer öncesi sarılık da denir.

Tıkanma sarılığı: Bilirubin üretimi artmaz ancak safra yollarında tıkanma olur. Bu tıkanma safra taşı veya karaciğer tümörü oluşturabilir. Bilirubinin bağırsaklara geçişi önlenmiş olur. Karaciğer oluşan konjuge bilirubini kana gönderir ve bilirubin idrarla atılır. Bu tür sarılığa, karaciğer sonrası sarılık da denir.

Hepatoselüler sarılık: Karaciğerin çoğu hücrelerinin çeşitli nedenlerle hasarlanmasına ve buna bağlı olarak konjuge bilirubin miktarının azalmasına neden olur. Kanda konjuge bilirubin miktarı arttığında idrarda ürobilinojen miktarı da artar. İdrar koyulaşırken dışkı ise beyaz renge dönüşür. Hastada bulantı ve iştahsızlık meydana gelir. Bu tür sarılığa, hepatojen sarılık da denir.

Yenidoğan sarılığı: Yenidoğanlarda karaciğer bilirubin glukuroniltransferaz enziminin aktivitesi düşüktür ve bu enzim ancak yaşamın ikinci haftasında belirli bir düzeye erişir. Ayrıca çocuklarda eritrositlerin hem ortalama ömürleri daha kısadır ve hem de doğumla birlikte ihtiyaç fazlası eritrositler söz konusudur. Bu tür çocuklar ultraviyole ışığa konuldukları zaman konjuge bilirubin miktarı artacağından bilirubinin belirli bir süre sonra düzeyi düşerek normal yaşamlarına devam ederler.



                                                                                                                                                              LAZURİ